ABD Suriye’den gelecek tabutları kamuoyuna anlatamaz

Başkan Trump seçim kampanyasında "Evet, kurucu odur. Obama DAEŞ'i kurdu. Ve hilekâr Hillary Clinton da örgütün yardımcı kurucusudur" derken ne kadar doğru söylüyordu bilemiyoruz.
Ancak "DAEŞ'le mücadele en az 10 yıl sürecek" öngörüsünde bulunan Eski Başkan Barack Obama'nın yanıldığı kesin.
Zira DAESH'lilere dair son haberi Rakka'dan ABD ve PKK-YPG'li teröristler kontörlünde çıkarlarken almıştık… Bir de, ABD'nin desteklediği PKK-YPG'lilerin Afrin'de kendilerini hapisten çıkartıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) karşısına diktiğinde…
Evet, ABD'nin Suriye'deki varlığına gerekçe gösterilen DAEŞ artık fiilen sahada yok. Kalan tek tük gruplar da uzun sakallarını kesip YPG üniforması giyiyorlar.
ABD için ne koca bir fiyasko ama değil mi?
Hem sahadaki tüm teröristlere açıkça destek olarak 9/11'den beri bir şekilde yürüttüğü "küresel terörle mücadelenin öncüsü" imajını yerle bir etti… Hem de bu politikasının afişe olmasıyla birlikte, yarım asırlık müttefiki Türkiye de dahil tüm bölge ülkelerini topyekûn karşısına aldı… Türkiye'yi Rusya'ya doğru daha da itekledi. Ve daha bir sürü kayıp…
ABD'yi önümüzdeki günlerde daha zor günlerin beklediği de ortada.
Ne var ki, bölge politikalarını Pentagon'a ve CIA'ya teslim eden Washington hala işin ciddiyetini kavrayamamış gibi görünüyor.
Zira generallerinin, Suriye'deki Fırat nehrinin kıyısında ve Türkiye'nin güney sınırında bulunan PKK-YPG'li teröristlerle poz verip Türkiye'ye parmak sallamasına engel olmuyor… Yarın bir ABD ya da başka bir ülkenin şehrinde sivillere karşı kullanılmayacağının garantisini kimsenin vermeyeceği silahları Komünist teröristlere taşıyan Pentagon tırlarına onay veriyor.
Oysa olası bir kötü senaryoda, yani Türk ve ABD askerlerinin Suriye'de karşı karşıya gelmesi durumunda ortaya çıkacak bilançoyu iç kamuoyuna izah etmekte en çok Washington'un zorlanacağı ortada.
Tartışmalar daha şimdiden başladı bile… Seçmen, yerini haritada bile göstermeyeceği bir coğrafyada girişilen bu son maceranın anlamsızlığını sorguluyor…
Medya Çin, Rusya, Kuzey Kore, İran derken açılan bu yeni cephenin ABD'nin ulusal çıkarları için ne faydası olduğunu sorguluyor…
Çok da haklılar.
Türkiye de ise tablo bambaşka…
Suriye'de şehit olan askerlerin adı binlerce bebeğe veriliyor. Yapılan anketlerde halkın yüzde 80'inden fazlasının TSK'nın terör örgütlerini Suriye'nin kuzeyinden temizlemeye yönelik operasyonunu destekliyor. Bu Türkiye gibi milliyetçi bir ülke için bile tarihi bir rekor!
Çünkü Türk seçmen, sınırlarının hemen yanı başındaki Suriye'nin kuzeyine yerleşen terör örgütlerine yönelik operasyonların bir tercih değil, mecburiyet olduğunu düşünüyor.
Hiçbir siyasi iktidarın ve devletin halkın böylesine yoğun bir talebini karşılıksız bırakması da düşünüleme değil mi?
Türk hükümeti de öyle yapıyor. TSK'nın, Salı günü Afrin'e girmeye çalışan teröristleri Suriye bayrağı taşımalarına bakmadan vurması bu kararlılığın net göstergesi.
ABD, kırk tilkinin kuyruklarını birbirine değdirmeden turladığı bu dar alanda ulusal çıkarlarına en uygun çözümü bulmak istiyorsa Suriye politikasını acilen revize etmeli.
Suriye'deki beklentilerini PKK-YPG gibi teröristler yerine, Türkiye gibi güvenilir, güçlü ve meşru müttefikleriyle karşılamanın daha rasyonel bir çözüm olduğunu komplekse kapılmadan kabul etmeli.