MELİH ALTINOK

Büyük adımlar yetmez, AB’den koşarak uzaklaşmalıyız!

Uluslararası ilişkiler tarihinde en hazin ve umutsuz ilişki, sanırım Türkiye-Avrupa Birliği arasında devam eden müzakerelerdir.
Birliğe daha "dün" müracaat eden Doğu Avrupa ülkeleri Ankara'dan talep edilen kriterlerin hiç birini yerine getirmeden "tam üye" yapılır… Güney Kıbrıs referandumda adada bölünmüşlüğü savunduğu halde AB müktesebatına aykırı olarak üyeliğe kabul edilir… Fakat açıp kapatmadığı fasıl kalmayan Türkiye yarım asırdır kapıda bekletilir.
Tüm bunlara rağmen, yakın zamana kadar söz konusu durumu izah etmek için yapılan tespitlerin pek çoğunun "aşırı yorum" olduğunu ve paranoyadan kaynaklandığını sanıyordum.
Mesela Avrupa Birliği'nin çifte standardını, yapının bir "Hristiyan birliği" olmasına bağlayan tespitleri… Ya da daha sol bir perspektifin ürünü olan "onlar ortak biz Pazar" sloganlarını…
Çünkü birliğin "bir sivil toplum projesi" olduğunu düşünüyordum. Ve çoğulcu, katılımcı perspektifiyle, ülkemin demokratik standartlarını yükselteceğine inanıyordum. Bu yüzden de sıkı bir AB taraftarıydım
İlk ciddi sorgulamaya, AB'nin ve kurumlarının 15 Temmuz 2016'daki askeri darbe girişimi sırasında ve sonrasında takındığı tavırla başladım.
Çünkü benim gibi demokratların Türkiye'deki askeri vesayeti gerileteceği umuduyla sempatik baktığı "sivil AB", ilk darbe girişiminde bizi ve seçilmiş meşru hükümeti yalnız bırakıvermişti…
Sonrasında da o gece 250 kişinin ölümünden sorumlularına kucak açacak ve birliğin hukuk sistemine dahil olan Türkiye'nin iade taleplerini görmezden geleceklerdi. Hatta işi, darbeci teröristlerin arama kayıtlarını İnterpol listelerinden silecek kadar ileri götüreceklerdi.
Birlik geçtiğimiz günlerde yayımladığı Türkiye ilerleme raporuyla da Türk halkının Avrupa projesine dair içindeki son iyi niyet kırıntılarını da ufaladı.
Zira AB şimdi de, Türk devletinin kimi tehditler karşısında uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa haklarını kullanmasını, üyelik müzakerelerin önüne bir kaya gibi dayıyordu.
Örneğin Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin sınırları bile olmadığı halde "güvenlik" gerekçesiyle girdikleri Suriye'ye, Türkiye'nin terörle mücadele amacıyla operasyon yapmasından rahatsız olmuştu birlik.
Üzerinden iki yıl bile geçmeyen darbe girişime ve terör dalgasına yönelik hükümetin anayasaya uygun olarak aldığı Olağanüstü Hal kararı (OHAL) da AB'ye göre sorundu. Türkiye'nin maruz kaldığı terör eylemlerinin yüzde birini bile yaşamdan ülkeyi aylarca OHAL'le yöneten Fransa'nın da bu kararın altında imzasının olması ise şaka gibi.
Darbe girişimdeki rolleri bağımsız yargı tarafından tescillenen FETÖ'ye "illegal örgüt" bile diyemedikleri raporla ilgili konuşan Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn haklı!
Evet, Sayın Hahn, dediğiniz gibi, "Türkiye özellikle hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusunda AB'den büyük adımlarla uzaklaşmaya devam ediyor."
Çünkü sizler, yönetiminiz süresince AB'nin hukukun üstünlüğü ve temel haklarla hiçbir ilgisinin olmadığını kanıtladınız bize. Asıl ortağınızın, Türk halkına karşı açtıkları kanlı savaşta, çıkarlarınız için daima yanlarında durduğunuz FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütleri olduğunu da…
Dolayısıyla, söylediğinizden daha hızlı davranmalı ve birliğinizden büyük adımlarla değil, koşarak uzaklaşmalıyız. En azından, eskiden AB'nin samimiyetine inanmış bir seçmen olarak benim Türk hükümetinden beklentim bu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.