Türkiye seçimlerinde bloklar netleşti

Türkiye 24 Haziran'da erken seçime gidiyor. Türk seçmen sandıkta hem ülkeyi 5 yıl boyunca yönetecek Cumhurbaşkanını seçecek hem de parlamentoyu oluşturacak milletvekillerini.
Seçimlere katılımın Avrupa ve ABD ortalamasının çok üstünde olduğu Türkiye'de (yüzde 85'ler civarı) bu seçimler öncesinde de heyecan dorukta. Örgütlenme yaygınlığı gibi kimi yasal koşulları yerine getirmekte zorlanan muhalefet partilerine sağlanan kolaylıklar ve seçim ittifakını mümkün kılan düzenlemeler de kuşkusuz katılımın yanı sıra temsili de arttıracak.
Seçimlerde irili ufaklı partilerin ve adayların yanı sıra iki büyük blok yarışacak.
İlki, 16 yıldır iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) ile köklü bir muhalefet hareketi olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oluşturduğu "Cumhur (halk) ittifakı." İttifaka milliyetçi bir tabanı olan Büyük Birlik Partisi de (BBP) destek veriyor.
İttifakın Cumhurbaşkanı adayı, 2014 yılında yüzde 52 oyla seçilen Tayyip Erdoğan. Erdoğan'ın başında bulunduğu Ak Parti'nin son parlamento seçimlerde (2015) aldığı oy yüzde 49,5. 24 Haziran'da AK Parti ile birlikte seçime giren ve Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını destekleyen MHP'nin aynı seçimde aldığı oy oranı ise yüzde 11,9'du. BBP'nin geçen seçimlerde aldığı oy da yüzde 0,54
Bileşenleri geçtiğimiz Salı gecesi netleşen ikinci blokta yer alan partiler ise şunlar:
Orta ve üst sınıfın desteklediği Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yeni kurulan ve popülist bir söyleme sahip olan İyi Parti (İP), arkasında dar bir İslamcı muhafazakar taban olan Saadet Partisi (SP) ve 1950'lerde iktidara geldikten sonra eriyerek bir tabela partisine dönüşen Demokrat Parti (DP).
Adı henüz konulmayan bu ittifak bloğunda yer alan partilerin 2015 seçimlerinde aldıkları oy oranları da şöyle:
CHP yüzde 25,3; SP yüzde 0,68, DP 0,15. Yeni kurulan ve CHP ile MHP'nin sosyolojik tabanı üzerinde yükselen İP'nin son anketlerde görünen oyu ise yüzde 7-8 civarında. Yani İP'nin hem karşı bloktan hem kendi bloğundaki partilerden oy alacağı tahmin edildiği için etkisi sınırlı olacak.
1 Kasım 2015 seçimlerimde yüzde 10,7 oyla parlamentoya giren Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise henüz tavrını netleştirmedi. Kamuoyunca PKK terör örgütünün yasal kanadı olarak görülen HDP'nin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkartması bekleniyor. Ancak son dakika pazarlıklarla HDP'nin Cumhur ittifakı karşındaki blokta yer alması da olasılık dahilinde.
İttifakların oy oranlarının dışındaki avantajlarına ve dezavantajlarına bakınca da şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:
Cumhur ittifakını oluşturan partiler genel olarak aynı seçmen sosyolojisini bölüşen yapılar. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimin ardından da birlikte hareket etme pratiğine sahipler. Ayrıca 16 Nisan 2016'daki referandumda da fiilen birlikte hareket ederek "evet" cephesini zafere taşıdılar. Cumhur İttifakı'nın üzerinde ortaklaştığı Cumhurbaşkanı adayı da aylardır belli.
Adı konulmayan CHP, İP, SP ve DP ittifakına gelince… CHP kendisini solda tarif ediyor. İP daha milliyetçi bir çizgi izlerken, SP, laik ve seküler CHP seçmenin taban tabana zıt olduğu bir parti.
HDP'nin bu ittifaka dahil olmasıyla çelişki daha da keskinleşecek. Zira bölücü PKK örgütüyle ilişkisi sır olmayan HDP ile milliyetçi İP'nin ya da askeri bürokrasinin etkin olduğu CHP'nin nasıl ortaklaşacağı merak konusu.
Seçimlere 50 gün kala bu ittifakın Cumhurbaşkanı adayının haa belirsiz olması ise ciddi bir dezavantaj.
Sanırım, söz konusu bloğun mimarlarının medet umduğu tek birleştirici unsur Erdoğan karşıtlığı!
Ancak Türk seçmenin çok partili hayat geçildiği 1950'den bu yana tercihleri, nefret söylemlerine ve belirsizliğe değil, gelecek umuduna, istikrara ve projelere yöneldiğini gösteriyor.
Seçmenin bu kez de farklı davranması için de ortada belirgin bir neden yok.
Sizler için izlemedeyiz.