Adam kazandı!

Başlık benim değil. Türkiye'deki 24 Haziran seçimlerinde ikinci olan Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye ait. Seçimlerin ardından rakibiyle arasındaki 10 milyonluk farkın tüm meşruiyet tartışmalarını bitirdiğini kaydeden İnce, sonucu bu iki kelimeyle özetledi.
Evet, parlamentosunu oluşturacak milletvekillerini ve Cumhurbaşkanını belirmek için sandık başına giden Türk seçmen mesajını net ve tartışmasız bir şekilde verdi.
Partilerin ve adayların durumlarına bir bakıp ardından seçim sonrasını olası gelişmelere projeksiyon tutalım.
Ülkeyi 16 yıldır yöneten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yüzde 52,6 ile bir kez daha seçildi. En yakın rakibine 10 milyonu aşkın oy fark atan Erdoğan'ın partisi Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) de yüzde 42,4 oy aldı. Bu sonuçlara göre Ak Parti 600 üyeli mecliste 293 sandalye kazandı.
Ülkenin ana muhalefeti Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) adayı Muharrem İnce ise yüzde 30,6 oyla yarışı rakibi Erdoğan'ın 22 puan gerisinde tamamladı. Ancak İnce, yüzde 22,5 oy alıp yalnızca146 sandalye kazanan partisinin oylarını geçerek bir başarı sağladı. Bu sonuç, İnce'nin, mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine CHP başına geçmesinin yolunu açabilir. Çünkü şimdiden CHP'liler, partinin başına İnce'nin geçmesi için eyleme başladılar.
Yeni dönemde parlamentoda olacak diğer partilerse şunlar:
Ayrılıkçı terör örgütü PKK'nın yasal kanadı konumundaki Halkların Demokratik Partisi (HDP) 67 milletvekili; İyi Parti 44 milletvekili; seçimlere Ak Parti ile ittifak yaparak giren Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ise 50 milletvekili çıkartmayı başardı.
Bu sonuçlara göre Türkiye istikrarlı bir sürece girdi, belirsizlik dağıldı. Yeni sistemde daha güçlü bir pozisyonda olacak Cumhurbaşkanı Erdoğan, parlamentodan da güçlü bir destek alacak. Bu net tablonun ekonomi, dış politika demokratikleşme ve reformlar başta olmak üzere pek çok alanda olumlu sonuçlar doğurmasını bekleyebiliriz.
Ancak bu seçimlerden dersler çıkartması ve seçmenin verdiği mesajları alması gerekenler sadece Türk siyasiler değil.
Bazı Avrupa ülkeleri yönetimleri ve uluslararası medya da sonucu dikkatle okumalı. Çünkü bu seçimler öncesinde de bazı Avrupalı siyasiler diplomatik teamülleri ayaklar altına alarak muhalefete açık destek verdiler. BBC, CNN, Euro News, Deutsche Welle, Bloomberg, The Economist gibi yayın organları da doğrulanmamış, hatta yalanlanmış haberleri hiçbir süzgeçten geçirmeden okurlarına sunarak seçmen refleksini manipüle etmeye kalktılar… Markalarına zarar verdiler.
Ne var ki Türk seçmen işini karışılmasını hiç sevemez. Bu yüzden de sandıkta, dışarıdan gelen seslerin tam tersi yönde hareket etti.
Evet, "kazanan adamın" başarısında onların da katkısı var.