MELİH ALTINOK

Özil Almanya gerçeğini ortaya çıkardı

Avrupa basını günlerdir, ülkedeki ayrımcılığı protesto etmek için Almanya Milli Takımı'ndan istifa eden Türk kökenli futbolcu Mesut Özil'i konuşuyor.
Özil'i milli takımdan istifaya kadar götüren süreçte bardağı taşıran son damla, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile İngiltere'de çektirdiği fotoğraf oldu. Özil bu fotoğrafın ardından Almanya'da adeta linç edildi. Pek çok Alman siyasi, Özil'in bu davranışı üzerine onun "Almanya'nın demokratik değerlerine bağlılığını" sorgulamaya başladı. Üstelik yalnızca sağcı ve ırkçı Almanlar değil… Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir'in de aralarında olduğu kimi sol politikacılar bile Özil'i asimile olmadığı için entegre olmamakla suçladılar, onu hedef gösterdiler.
Bu baskılar üzerine ünlü futbolcu da durumu "Onların gözünde, kazandığımızda Alman, kaybettiğimizde göçmen oluyorum" sözleriyle özetlediği bir metinle istifasını duyurdu.
"Bana ırkçılık ve saygısızlık yapıldığı hissindeyim. Ailem ve ben tehdit ediliyorum" diyen Özil, Almanya Futbol Federasyonu Başkanı Reinhard Grindel'in milletvekiliyken sarf ettiği şu sözleri hatırlattı:
"Çok kültürlülük gerçekte bir efsaneden ibarettir ve ömür boyu bir yalan olarak kalacaktır."
Özil'in hatırlattığı bu itiraf son derece gerçekçi. Zira yakın tarihte ve bugün yaşanan örnekler bu "büyük yalana" dair birer delil.
Dahası, zaman zaman Türk köken vatandaşların yataklarında uyurken yakılmalarına kadar varan sorun yalnızca Almanya ile de sınırlı değil. Tüm Avrupa'da da durum farksız. Pek çok ülkede Türk kökenli Avrupa Birliği vatandaşlarını "iç tehdit" sayan sağcı popülist hareketler ya yükselişte ya da iktidarda.
Ancak yükselen bu yabancı düşmanlığının Türklerin, Müslümanların ya da "yabancı vatandaşların" problemi olduğunu düşünler büyük bir yanılgı içindeler. Zira halkı zaaflarından tutup yönlendiren popülist yaklaşımların güç kazanması Avrupa'daki tüm halkları yakacak bir ateşi tutuşturma potansiyeli taşıyor. Tıpkı 1940'larda Almanya'da "bazı vatandaşlara" yönelik ayrımcılığın sonuçta tüm Avrupa halklarına da zarar vermesi gibi…
İkinci Dünya Savaşı sonrası, içeride yükselen popülizmin eski kıtadaki komşuları birbirine düşürmemesi için kurulan Avrupa Birliği durumun ciddiyetini ne zaman anlayacak ve harekete geçecek bilemiyoruz.
Ancak dünya ekonomik rekabetinden koptukça istikrarsız yönetimlere mahkûm olan Avrupa, gerçek sorunlarının üzerini yabancı düşmanlığıyla örtmeyi bırakmak zorunda. Çünkü bu "nihai çözüm" de ahlaksızca olduğu kadar mantıksız da.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.