ABD sanki Brunson bırakılmasın istiyor

Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki Pastör Andrew Brunson krizi devam ediyor.
15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından gözaltına alınıp 9 Aralık'ta cezaevine gönderilen Amerikalı Pastör geçtiğimiz günlerde ev hapsine alınmıştı.
Ancak Brunson'la ilgili bu gelişmenin ardından ABD'den gelen sert açıklamalar ve yaptırım tehditleri kafaları karıştırdı.
ABD Başkanı Donald Trump "ABD Türkiye'ye büyük yaptırımlar uygulayacak derken yardımcısı Mike Pence de "Eğer Brunson'ı bırakmasanız..." diyerek Türk yargısına emir vermeye kalktı.
Türk hükümeti, bağımsız yargıya ve egemenlik haklarına açıkça müdahale anlamına gelen bu küstahça çıkışlara gereken cevabı verdi. Ancak ABD'li yetkililerin, somut gelişmelerin yaşandığı bir konuda, basın önünde Türk muhataplarını tehdit ederek ne gibi kazanımlar elde etmeyi amaçladıklarını kimse anlayabilmiş değil.
Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz bu çelişkiyi şöyle tarif ediyor:
"Sanki Amerikalılar papaz serbest bırakılmasın diye böyle bir çıkış yaptılar. Çünkü bu şekilde değil Türkiye gibi güçlü bir devlete, Afrika'daki küçük bir kabile devletine bile bugün ki dünyada istediğinizi yaptırmanız mümkün değil. Normal şartlarda belki de mahkemenin ilk duruşmasında beraat edecek bir kişiyi şimdi daha zor duruma soktular."
Deneyimli siyasetçi durumu ABD'deki çift başlı yönetimine ve kötü diplomasiye bağlıyor. Ancak ABD'nin, Brunson cezaevinde daha ağır koşullarda kalırken vermediği tepkiyi, davaya dair olumlu bir gelişmede vermesi başka nedenlere de bakmamızı gerektiriyor.
Örneğin Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kara kıtanın geleceğiyle ilgili çok önemli bir zirveye katılmak üzere Afrika'ya gitmesi... ABD'nin nüfuz alanını genişletmeye çalıştığı bu elmas kıtada, azılı rakipleri Çin ve Rusya ile görüşmesi, somut işbirliği adımları atması...
Anlaşılan o ki, ABD yönetimi, çözüme yaklaşan Brunson konusunu kilitleyerek diğer alanlardaki pazarlıkların üzerinde yürütüleceği bir zemin olarak kullanmak istiyor.
Ancak amaçları ve vermek istedikleri mesaj ne olursa olsun ABD'li yetkililer Türkiye ile ilişki kurarken iki asgari şarta uymaları gerektiğini artık anlamalılar:
1- Türkiye yönetimine ve yargısına emir vermezsiniz.
2- 15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı zanlısı sahte imam Fetullah Gülen'i Türk yargısına teslim etmediğiniz sürece Ankara mütekabiliyet çerçevesinde hiçbir hukuki talebinizi kabul etmez.