ABD Khashoggi bilmecesinin neresinde?

Türkiye ve bütün dünya, Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğu'na girdikten sonra adeta buharlaşan Washington Post yazarı Jamal Khashoggi'nin akıbetini konuşuyor.
Olay Agatha Christie polisiyelerine konu olacak cinsten. Zira Suudi asıllı ABD'li gazeteci Khashoggi'den geriye kalan son görüntü, bir hafta önce Arabistan Konsolosluğuna girerken görüldüğü resmi. Görüntünün, Türk polisinin sokak kameralarıyla çekildiğini de hatırlatalım. Zira Suudi yetkiler, "geldi ama daha sonra çıktı" demelerine karşın, Washington Post yazarının konsolosluk binasından çıktığına dair bir görüntü ortaya koyamıyorlar. Çünkü onlara inanacak olursak çok iyi korunan diplomatik misyonun her kıyısındaki güvenlik kameraları nedense çalışmıyor!
Kaldı ki, fotoğraftan daha canlı bir delil var. Khashoggi'nin konsolosluk binasına girmeden önce kapıda telefonunu verdiği ve "bir kaç saate kadar çıkmazsam Türk yetkilileri ara" diye tembihlediği nişanlısı… O da sevgilisinin içeri girdiğini gördüğünü ama çıkışına şahit olmadığını dile getiriyor.
Evet, şu ana kadar Khashoggi'nin akıbetine dair basında yer alan pek çok ayrıntının sadece güçlü tahminler olduğunu söyleyebiliriz. Kesin olan tek şey, Khashoggi'ye ne olduysa, (öldürülme ya da kaçırılma) bunu Suudi Arabistan'a ait o konsolosluktakilerin yaptığı.
Gelelim böyle bir işin hangi amaçla yapabileceği sorusuna. Eldeki veriler düşünülünce, bu soruya vereceğimiz cevaplar da mantıklı senaryoların ötesinde bir gerçekliğe sahip değil.
Alternatifler şunlar… Suudi Arabistan'ın veliaht Prensi Muhammed bin Salman, aptalca bir hata yapıp, içerideki muhaliflerine açık bir gözdağı vermiş olabilir. Ya da Prensin batıda yükselen imajını bozmaya çalışan içerideki rakipleri, İran gibi "üçüncü bir ülke" vs. daha akıllıca davranıp kendisine bir komplo kurmuş olabilir…
Meslektaşımız Khashoggi'nin kaybedilmesiyle ilgili şimdilik kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şeyse, ABD'nin Arabistan eksenli politikalarında bundan sonra elinin epeyce sıkışacağı.
Çünkü Başkan Donald Trump'ın, dünyanın gözleri önünde bir şekilde gazeteci "kaybedecek" kadar ileri giden bu krallıkla kurulacağı her türlü ilişkinin -ekonomik ya da siyasi- meşruiyeti artık daha çok sorgulanacak. Ve ABD'nin İran'a yönelik politikalarında bugüne değin en güçlü bölgesel müttefikine karşı alacağı her türlü tavır da Rusya'nın imajına yarayacak.
Tabii ki bu sır dolu polisiyede Trump'a muhalif derin ABD'nin sınır ötesi çalışan kurumlarının parmağı yoksa!