Nagehan Alçı

Teröre karşı ortak tavır şart

Nereden nereye gelindi… Daha bundan birkaç ay önce, 7 Haziran seçimlerine giderken Kürt siyasi hareketinin üzerinde ilk kez bu kadar 'Türkiyeli olma' rüzgârları esiyor, HDP'nin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş barışa giden yol için yüzde 10 barajını aşmaları gerektiklerini, bu işin çözümünün siyasetin güçlenmesinden geçtiğini söylüyordu. İlk kez bir Kürt partisi ana akım medyadan ve bununla birlikte toplumun Türk kesimlerinden de destek gördü. Ve sonuçta tarihi yüzde 13 oyu aldı HDP. Zannettik ki taban rahatlayacak, siyaset kanalı açıldığı için artık HDP aktörleşecek. Zira şayet yüzde 10'un altında kalırsa felaket senaryolarının devreye gireceğini, tabanı tutmanın imkânsız olacağını söyleyen de bizzat Demirtaş'tı.

Hâlbuki partinin bırakın barajı geçmesi, yüzde 13'e ulaşması rahatlama sağlayacak derken beklenenin tam aksi oldu. Seçimden hemen sonra bir anda HDP'nin sesi kısılıverdi. PKK çözüm sürecinin öncesini aratmayacak bir yoğunlukta iç savaş başlattı. Hele Pazar gecesi başlayan ve pazartesi devam eden Dağlıca'daki çatışmalar artık şiddetinin son aşamaya geldiğini gösterdi.

10'larca şehit ve yaralı var Dağlıca'da. PKK adeta barışı boğmak, sorunu çözmek isteyenlere karşı son kozlarını oynuyor. Bir akıl tutulması sanki. Kan yağdırıyor, ölüm yağdırıyor Kandil'in etekleri…

PKK'nın terörü öyle bir noktaya vardı ki Pazar akşamı tüm Türkiye teröre lanet ederek sokaklara fırladı. Gencecik askerler ölüyor ve bunun konuşarak çözülmeyecek hiçbir sebebi yok. PKK artık eski Türkiye'nin ceberut ortamı da kalmadığı için şiddetine kılıf bulamıyor. 90'larda bırakın yüzde 13 almayı, Kürt vekiller meclisten toplanıp cezaevine götürülürken bu gün her türlü yol açık. Türkiye Kürt meselesinde çok büyük bir yol kat etti. Mecliste, çözülemeyen sorunlar için Kürt partisi ve her şeyden öte PKK ile masaya oturmuş bir iktidar partisi var. Bunca şiddet için Kandil'in gerekçesi ne olabilir?

Peki ya HDP lideri Demirtaş'ın boşa düşen sözleri? Hani HDP barajı geçince her şey güzel olacaktı? Hani tam da bu gün yaşadıklarımız baraj altında kalınırsa yaşanacaktı? Şayet PKK'nın tabanını HDP temsil ediyorsa ve HDP'ye siyaset yolu açıldıysa bu şiddete herkesten önce HDP'nin dur demesi gerekiyor. Evet, Kandil'in otoritesi ve vesayeti altında bu kolay değil ama zaten aktörleşebilmek de kolay bir şey değildir, risk almayı, cesaret gösterebilmeyi gerektirir. Erdoğan'ın çözüm sürecini başlatması en büyük risk ve cesaret değil miydi?

PKK'nın şiddetine 'yeter' demenin yolu PKK'yı yalnız bırakmaktan geçiyor. Artık Türkiye'deki siyasi aktörlerin siyasi kutuplaşmayı bir kenara bırakıp şiddete karşı ortak duruş sergilemesi lazım. Bu şiddet hiçbir Kürt vatandaşını temsil ediyor olamaz. Mağdur ve mazlum bir halk olan Kürtleri daha çok mağdur etmemek için korkaklık ve gündelik hesaplara bir son vermek gerek…


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.