Ragıp Soylu

Türkiye, ABD ile neden şimdi anlaştı?

Türkiye'nin ABD ile var olan IŞİD karşıtı işbirliğini artırma kararı alarak üslerini ABD ve koalisyon güçlerine açmış olmasının arkasında 10 aylık bir müzakere süreci bulunuyor.
Ankara aylardır ABD'nin Suriye'deki stratejisini değiştirmesi ve Esad'a odaklanması gerektiğini söyleyerek, ABD uçaklarının fazladan saatlerce uçarak IŞİD hedeflerini vurmasına neden olan bir politika izliyor ve İncirlik Üssü'nü açmaya direniyordu.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın geçen Sonbahar'da Türkiye'ye yaptığı ziyaretin ardından iki ülkenin Türkiye'deki üslerin açılması karşılığında Suriye'nin kuzeyinde dar bir güvenli bölge oluşturma ve buraya hava desteği sağlamayla ilgili çeşitli pazarlıkların yapıldığı ABD kaynaklarınca ABD basınına sızdırılmıştı.
Fakat ABD'liler Türkiye'nin istediği kadar aktif bir tutum içerisine girmek istemiyordu. Yani Esad'ı devirmeye değil, acil sorun olarak IŞİD'i geriletmeye odaklanıyorlar, bu yüzden de oldukça elverişli bir ortak olan PYD'yi Suriye'de kullanmayı planlıyorlardı. Nitekim üst düzey bir ABD'li yetkili bunu Biden'ın Türkiye ziyareti dönüşünde açık açık ilan etmişti.
Peki ne değişti?
İki şey değişti.
Bir, Türkiye'nin IŞİD'e ilişkin tehdit algılaması Diyarbakır bombalamasının ardından ciddi bir değişikliğe gitti. Daha önce IŞİD'e karşı herhangi bir vatandaşı ölmediği için saldırıya geçmeyen Ankara, IŞİD'in Türkiye vatandaşlarına kastetmesiyle IŞİD'le ilgili askeri ve politik tehdit skalasını değiştirdi. IŞİD'e adeta bir eşşek arısı kovanı olarak gören ve doğrudan hedef aldığında Türkiye'ye ekstra bir güvenlik zafiyeti yaşatacağını düşünen Türkiye, IŞİD'in kendisine silah çekmesiyle birlikte IŞİD'e bir mesaj göndermeye karar verdi. Zaten Türkiye'deki yapılanmalarına başlayan baskınlar, Suruç bombalamasının ardından IŞİD hedeflerinin vurulmasıyla devam etti.

İki, PYD'nin Kuzey Suriye'deki sınır hattını tamamen kontrol altına almaya hazırlanması Ankara'nın ABD'nin bölgede uyguladığı IŞİD'le mücadele stratejini değiştirmeye yönelik bir adım atmasını zorunlu kılıyordu. Suriye'de PYD'ye dayanan ABD güçlerine karşı oynanabilecek kart Türkiye'deki üslerin açılması ve bölgeye yapılan ABD hava operasyonlarına büyük bir rahatlık sağlanmasıydı. İran anlaşmasıyla birlikte ABD'nin "Suriye'de İran'ı kızdırmayayım" politikasının da sonuna gelindi. Bu da önemli bir faktördü.

Son anda anlaştılar

Nitekim Türkiye ve ABD'nin son anda anlaştığını en iyi anlatan demeci CNN'e konuşan bir savunma bakanlığı yetkilisi verdi: "İki taraf da isterse her an masadan kalkabilir. Ve anlaşma olmayabilir." Bu açıklama Türkiye'nin İncirlik'i açtığı haberleri Türk basınına düştükten sonra fakat dışişleri bakanlığının resmi olarak websitesinde yaptığı bildirim öncesinde gelmişti.
Türkiye ne alıyor?
Türkiye'nin bu anlaşmadan almayı planladığı şey aslında halihazırda bir şekilde Türkiye'ye verilmeye başlandı. Azez-Mera hattına tehdit olarak görülen IŞİD mevzilerine, Haziran'ın ortasından Temmuz ayı ortalarına kadar koalisyon güçleri tarafından pek çok hava saldırısı gerçekleştirildi. Bu saldırıların hiçbirinde YPG güçleri kullanılmadı. Böylelikle o bölgede muhaliflere yönelik bir hava desteğini sağlayacak şartlar oluştu. Koalisyon güçlerinin bölgede bulunması ise kısa sürede Suriye rejimine ait hava operasyonlarını sonlandırdı.
İkinci adım ise eğit ve donat eğitimleri kapsamında Türkiye'de yetiştirilen Özgür Suriye Ordusu'na bağlı güçlerin Suriye'ye geçiş yapmasıydı. Al Jazeera'nın haberine göre 12 Temmuz gecesi bu grubun sınırı geçmesine izin verildi. Bu da yeni dönemde eğit-donat sürecinde bir ivme görmemize neden olabilir.
Bana kalırsa gelecek dönemde Kürtlerin hava kuvvetleri olarak fonksiyon gösteren koalisyon güçlerinin benzer bir desteği Batı'daki muhaliflere de verdiğini görebiliriz. Zaten halihazırda bunun işaretleri Türkiye'nin IŞİD mevzilerini vurduğu sırada Ceyşül Feth adı altında toplanan muhalif grupların IŞİD mevzilerini topa tutması ve çatışmaya girmesiyle ortaya çıkmıştı. Türkiye'nin ikinci saldırısında da benzer bir durum ortaya çıktı.
Son bir not olarak şunu da ekleyelim. Kaynaklar Temmuz başında gerçekleşen Biden-Erdoğan görüşmesinde İncirlik ile ilgili bir pazarlık yapılmadığında ısrar ediyorlar. MİT Başkanı Hakan Fidan'ın yine Mayıs'ta Washington'da yaptığı görüşmede İncirlik meselesiyle ilgili bir pazarlığın yapılmadığı, yine MİT tarafından reddediliyor. Bu pazarlıkların Türkiye dışişleri tarafından yapıldığı belirtiliyor…

@ragipsoylu

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.