Ragıp Soylu

Ortamlarda Clinton'a oy verdim dersin

Saat gece 11'i geçmişti. Eyaletlerden bir bir seçim sonuçları geliyordu ve beklenenin tersine o saate dek hala Hillary Clinton mı yoksa Donald Trump'ı ipi göğüsledi bilmiyorduk.
Geçen seçimlerde ABD Başkanı Barack Obama'ya oy vermiş arkadaşımdan mesaj geldi. "Trump kazanacak gibi görünüyor değil mi?"
"Evet" yazdım sadece. Çünkü tüm işaretler bu yöndeydi ama ABD medyası hala Trump'ın seçildiğini söylemiyordu. Ekipmanlarımı şarj edip Trump'ın partisini yapacağı New York Midtown Hilton Oteli'nin önüne geldim. Karşı kaldırımda kalabalık çoktan toplanmıştı ve bağırıyorlardı: "Lock her up! Lock her up!"
Hillary'nin tutuklanmasını isteyen bir grup vardı ortada. İçlerinde klasik beyaz Cumhuriyetçiler, hipster görünümlü dar pantolonlu gençler, kipalı Yahudiler vardı. İşin en ilginci, kameramanların olduğu tarafta da "Lock that bitch up" diyen iki siyahi varandaş da onlara eşlik ediyordu. Kelimenin tam manasıyla manyak bir görüntü.
Amerikalı arkadaştan başka bir mesaj geldi. "Trump'ın kazandığına seviniyorum" dedi.
Gözlerime inanamadım. Obama'ya oy veren Demokrat arkadaşım Trump'ı desteklediğini itiraf etmişti kısaca.
Aslında bu durum her şeyi özetliyor.
Trump'a seçimleri Florida ve Nevada gibi yerler kazandırmadı. Zaten oraları almadan başkan olma şansı hiç yoktu. Clinton'a asıl şok etkisi yaratan olay Michigan'ın, Ohio'nun, Wisconsin'in ve Pennslyvania'nın Trump'tan yana oy kullanmasaydı. Çünkü buralar geleneksel olarak Demokratlara daha yatkın yerler.
Beyazlar kızgındı. Bunu biliyorduk zaten. Fakat bu meselenin ırkçılıkla falan ilgisi yok. Obama'ya oy veren birinin Trump'a oy vermesini ırkçılıkla anlatamazsınız.
SABAH'taki yazımda da söyledim. ABD'nin orta batı ve orta kesimleri yıllarca serbest ticaret anlaşmaları yüzünden tarumar oldu. Endüstri geleneksel işçi sınıfının yoğun olduğu bu bölgeleri terk etti. Evet şu anda ABD'de işsizlik yüzde 4'lere kadar düştü ama maaşlar 2000 yılından beri bu yerlerde artmadı. Yani insanlar gün geçtikçe fakirleşti.
O yüzden Obama'ya oy veren seçmen bu kez Trump dedi. Çünkü ikisi de "değişim" adayıydı. İkisi de topluma sistemi değiştirme sözü vererek yola çıktı.
Unutmayalım Trump da müesses nizamın hileli olduğunu ve bunu değiştirmeden bir şey başarılamayacağını defalarca tekrar etti. Bu söylem, Demokrat Parti'de "sosyalist" aday Bernie Sanders tarafından dile getirilmişti.
Pek çok uzman "Sanders'ın Demokrat Parti adaylığını alması durumunda Trump'a karşı seçimleri kazanma ihtimali yüksek olurdu" diyor.
Sızan elektronik postalardan anlıyoruz ki Demokrat Parti Sanders gelmesin diye elinden geleni yapmış. Kısacası Clinton, müesses nizamın adayı olarak seçimlere girmesi için tüm elitlerden destek aldı.
Mesele sadece ekonomi de değil. Göçmenlik karşıtlığının arkasında ülkede her geçen gün değişen demografi ve beyazların sorunlarının halı altına itilmesi meselesi de var.
Beyazların büyük bir bölümü "politik doğruculuk" adına azınlıklarla ilgili hiçbir şeyin eleştirilemiyor olmasından artık bıkmış durumda. Psikolojiyi biraz abartıp karikatürize edersek, "fakirliği biz çekiyoruz, yaşanan her şeyden dolayı dayağı biz yiyoruz, bu ülkenin sahipleri biz değil miyiz" noktasına kadar ulaşmış durumda.
Anketlere de bu yüzden bu tepki çok yansımadı. Tüm medya, sanat dünyası ve sosyal medya Trump destekçilerine her gün karakter suikasti uygularken insanlar açık açık Trump'ı desteklediklerini söyleyemediler.
Dünya değişiyor. Bir yandan 25 yaş altında Obama'dan başka bir başkan görmemiş Milenyaller (2000'li yıllarda doğmuş ya da bu dönemde ergenliğe girmiş) olanlar radikal değişiklikler, mesela sosyalizme varan bir sistem değişikliği talep ederken, nüfusun geri kalanında ise sosyalizm olmasa da refah artışını sağlayacak, kimin eliyle, ne olursa olsun sistemin değişmesi için büyük bir tepki var.
"Büyük Amerika" meselesi de bu yüzden ortada. Üniversite mezunları gelecekleri göremiyor. Aylık maaşı 3 bin 500 dolar olan 30 yaşındaki eğitimli beyaz Amerikalı emekliliğinden endişeli. Çocuk yapmaktan kaçınanlar, hele evlenmekten çekinenler gırla. Aileleriyle de yaşayanlar hala var.
Bu yüzden sistem dışından gelen bir başkanın başarılı olması ya da olmaması bir şekilde sistemin kendisine çeki düzen verecek. Her şekilde de siyasi partiler ve Kongre bu konuyu ciddiye alıp ortaya çıkan şoku gidermek için elinden geleni yapacak. Trump'a oy veren pek çok insanın beklentisi bu yönde.
Bu ne kadar gerçekleşecek hep beraber göreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.