Mevlid şairi Behçet Çelebi
Bugün Pazar... Azıcık da eğlenelim... Hem de kısa yazalım da okuyucuyu baymayalım... Ne yapalım? Çok sağlam temeller üzerine kurulu cumhuriyetimizin ilk döneminden edebiyat örnekleri verelim (o dönemde Fazıl Say henüz doğmamış olduğundan müzik örnekleri veremiyorum.)
Elbette bunların başında "seninle gönlümüz her an temasta, Atatürk dendi mi doğrulur hasta" vecizesiyle tıp biliminde de yeni ve derin ufuklar açmış olan büyük sanatçımız Behçet Kemal Çağlar gelecektir...
Merhumun bir "mevlid" yazmış olduğunu bilir misiniz?
Hem de, çok sağlam birtakım temeller üzerine oturmayı alışkanlık edindiğinden, aruz vezniyle!
"Nebevi" değil tabii, dünyevi!
Bakalım bu mevlidinde milli şair Behçet Çelebi neler demiş:
Mustafa-yı ba Kemal'e essalât!
Ol Zübeyde Mustafa'nın anesi,
Ol sedeften doğdu ol dürdanesi!
Gün gelip oldu Rıza'dan hamile,
Vakt erişti hafta ve eyyam ile.
Geçti böyle nice ay nice sene,
Vakt erişti bin sekiz yüz seksene."
Bakalım mevlidin "merhaba faslında" da neler demiş:
"Merhaba ey baş halaskâr, merhaba!
Merhaba ey ulu serdar, merhaba!
Hak Teala çün yarattı Türk'ü ilk,
Dedi 'üç kıta da olsun ona mülk...'
Mustafa nurunu alnına koydu,
'Bil, Kemal'in nurudur ol nur!' dedi.
Ger dilersiz bulasız oddan necat,
Mustafa-yı ba Kemal'e essalat!"
Tamamsa, gülsuyu dağıtmaya geçebiliriz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.