ENGİN ARDIÇ

Çaylar İsmet'ten!

Hani demiştik ya, Kenan Evren her gittiği yerde nabza göre şerbet verir, örneğin Konya'da "ben imam çocuğuyum" derdi...
Kılıçdaroğlu da, eh, buna benzer birşeyler yapmaya çalışıyor.
Rize'ye gitmiş, "çayı Rize'ye ilk kez Rusya'dan şemsiyesinin içinde İsmet İnönü'nün getirmiş olduğunu" söylemiş!
Çay üreticisi bunu duyacak, "velinimetimiz demek ki İsmet Paşa'ymış" diyecek ve oylarını İsmet Paşa'nın partisi CHP'ye yağdıracak...
Bütün Konya halkının imam çocuğu Kenan Paşa'ya ve onun darbesine ossaat şıp diye bayıldığı gibi yani...
(Çayı Rize'ye 1922 yılında, İsmet Paşa'nın henüz hayatında oralara ayak basmamış olduğu dönemde, eşraftan Mustafa Hulusi Bey'in Batum'dan getirmiş olduğu açıklanmış.)
Belki Amasya'ya elmayı, Giresun'a fındığı, Ankara'ya armudu da İnönü götürmüştür. Malatya'ya kayısı götürmediğini biliyoruz çünkü babası kayısının içine doğmuş (kendisi de İzmir'de dünyaya gelerek Malatya'dan bu açıdan hiç de haketmediği oyları toplamış.)
Arnavutköy'e çileği, Kanlıca'ya yoğurdu, Beykoz'a paçayı, Langa'ya hıyarı da İnönü'nün getirmediğini biliyoruz, bunları İstanbul'a, 1922 yılında İstanbul'a giren Refet Paşa getirmişti... Refet Paşa sonradan Atatürk ve İnönü'yle ters düştüğü için İstanbul'da AKP oyları fazla çıkar.
Nedir bu? Alternatif tarih mi? Genelkurmay Başkanı'ndan izin aldınız mı ki alternatif tarih yazıyorsunuz hemşerim? Gırgır mı geçiyorsunuz? İzin aldınız mı ki gırgır geçiyorsunuz?
Bakalım Sayın Kılıçdaroğlu, İnönü'ye daha başka nerelere ne getirtecek?
Ankara kolay... "Ankara'ya çok partili sistemi getirdi" der geçersin, memur mahallelerinin oyları zaten çantada kekliktir.
İyi ama, ya başka biri de çıkar da, "1925 yılında Takrir-i Sükûn Kanunu'yla demokrasiyi ve çok partili sistemi götürmüştü" derse ne yapacaksın?
Demek ki bunun da "önce götürüp sonra getireni" makbul...
Rafa kaldırıp yirmi sene sonra indireceksin ki, amigoların "ilk kez getirdi" diye propaganda yapsınlar. Birçok kişi de öyle sansın.
Fakat İnönü, Rize'ye 1947 yılında ilk çay fabrikasını kurdurmuş.
Rizeliler sırf bu nedenle oylarını CHP'ye verebilirler, Kılıçdaroğlu da sevinir.
Belki aralarından, "1922 yılında getirilen çayı işlemek için Rize'ye bir fabrika kurmak fikri Kemalist yönetimin aklına neden ancak 25 yıl sonra gelebilmiş" diye kendi kendine soran da çıkar!
Bilindiği gibi İnönü fabrikadan ziyade köylü çocuklarına mandolinle Mozart çalmanın ve Sophokles okumanın öğretilmesinden yanaydı.
Fabrikalar kurulursa işçi sınıfı gelişir, sonra bunlar maazaallah sosyalist mosyalist de olurlardı!...
1932 yılında Şevket Süreyya Aydemir kendisine "paşam, krize giren Amerikalılar makine parklarını ölü eşek fiyatına satıyorlar, gelin şunları ucuz ucuz alalım, memlekette ağır sanayi hamlesi başlatalım" dediğinde, "masraf olur, devletin dövizi gider" diye buna yanaşmamıştı.
Fabrika neymiş, eğitim şart, oylarınızı CHP'ye veriniz ki sizi iyice eğitsinler, bir daha göbeğinizi kaşımazsınız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.