ENGİN ARDIÇ

Türkiye'yi ne üniversite hocaları ne de gazeteciler idare edecektir

Yoksa bunlar askerin "ne dersiniz hocam, Menderes'i asalım mı" diye sorduğu günleri mi özlüyorlar?
Bir afra tafra, bir kasılma, bir havalar, bir numaralar... Küçük dağları yaratmakla kalmamışlar, büyüklerine de ufaktan el atmışlar...
Ortalıkta "liberal" etiketiyle dolaşan birtakım aydınlardan sözediyorum. Egoları müthiş... Davul gibi maşallah...
Başbakan onların ağzının içine bakmayınca da bozuluyorlar.
Destek "veriyorlar", destek "çekiyorlar"... Bir gün muhalif, öbür gün muvafık, yarın ne olacağı belli değil.
Bir kısmının geçim kaynağı esas olarak üniversite maaşı (özel üniversite tabii), bir kısmı şimdilerde işsiz, cukkası sağlam olduğu için hazırdan yiyor. Bir kısmı bedavadan yazıyor.
"Hükümet şunu şunu şunu yaparsa destek veririm, yapmazsa vermem" diyor. Hazret kimbilir kaç milyonu takmışsa peşine, destek vermese hükümet düşebilir vallahi!
Hazmedemediler. Bürokrasiye karşı gibi görünüyorlar ama "ulemanın" bürokrasiyle birlikte uğradığı güç kaybı ağırlarına gidiyor. "Elitler" iktidardan gidince bozuldular.
Toplumda hiçbir ağırlıkları yok. Kendileri, öğrencileri ve arkadaşlarıyla birlikte toplayabildikleri ve toplayabilecekleri oy, İstanbul'da bir sandıktan bir tek milletvekilinin ancak kolunu ya da bacağını çıkarabiliyor!
Gazeteleri az satıyor, "marjinallikten" kurtulamıyor, bunu hatırlatınca da çok kızıyorlar.
Kendi adaylarını seçtirmeyi denediler, Baskın Oran sandıkta madara oldu gitti.
Bir kısmı, yüzde 1 bile oy alamayan eski partilerinin özleminde (ne yüzde 1'i yahu, yüzde 0.5 bile alamamıştı da 0.47'de kalmıştı)... Taksim olaylarından sonra "acaba Cem Boyner şu particilik işine gene girişir mi" diye umuda kapılmışlardı...
Asıl işleri araştırmak, bilgi vermek. Hem öğrencilere, hem okurlara, hem tarihe. Asıl işleri ufuk açmak, tartışma açmak, sarsmak, uyandırmak. Bununla yetinmeyi bilseler daha da büyüyecekler, farkında değiller.
İlle gündelik politika yapacaklar, ille gündelik politikaya biçim verecekler. Reformlar da onların uygun gördüğü ölçüde, uygun gördüğü alanlarda yapılmalı. Örneğin televizyonda göğsü açık sunucu olur ama operaya mescit yapılamaz. Çamlıca'ya cami de yapılamaz. Çünkü paşa dedesi de istemezdi.
Çünkü bunlar, ister sağcı olsunlar ister solcu ister liberal, bir "kast"... Bir süper sınıf... Sınıf bilinçleri de çok yüksek.
On bir yıldır halkın temsilcilerinin iktidarda olmasına sevinir görünüyorlar ama aslında hiç memnun değiller.
Çünkü her şey onlara sorulmalı, her şey onlardan sorulur. Onlar, Türkiye'nin nasıl yönetilmesi gerektiğini "cahil halktan" ve onun "cahil temsilcilerinden" elbette daha iyi bilirler.
Fakat bu ülkeyi politikacılar idare edecektir, bugün Tayyip Erdoğan, çıkmaz ayın son çarşambasında belki Kemal Kılıçdaroğlu, ama sonuçta politikacılar.
Artık ne asker idare edecektir bu ülkeyi, ne basın, ne de üniversite. Bunu kafanıza sokun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.