ENGİN ARDIÇ

Günaha girersiniz

Öğrencilik dönemimizde şunu görmüş ve şaşırmıştık:
Hocalarımız "müfredatın dışına çıkmaktan" çok korkuyorlardı.
Öyle ya, bir öğrenci velisi şikayet etse... "Çocuğuma pis pis şeyler öğretiyorlar..." Hele öyle solcu yazarlar mazarlar, hafazanallah...
Hemen müfettiş gelirdi.
Hocalarımız müfettişten de Allah gibi korkarlardı.
Terfileri tehlikeye girecek, maaşları kesilecek...
Küçük insanlar bu korkuyla yaşayıp giderken, büyük insanlar takmazlardı böyle şeyleri...
Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu, ders yılına başlarken Nihat Sami Banarlı'nın edebiyat kitabı için "Bırakın onu bir kenara" demişti...
Banarlı'nın kitabı da harikaydı doğrusu...
İlk sayfada Atatürk'ün gençliğe hitabesinden bir bölüm yer alıyor, Atatürk "en büyük Türk yazarı" olarak sunuluyordu.
Eh, Talim ve Terbiye Kurulu'na da şirin görünmek gerekiyordu.
Alangu dersi "kendi kafasına göre" anlatırdı.
Gerekli hakaretleri etmeyi de ihmal etmeden...
Örneğin Şair-i Azam denilen ve beş para etmez bir şaircik olan Abdülhak Hamit için "Bu herif Türk edebiyatına demir atmıştır" diyordu...
O sıralar ünlenmiş bir kadın yazarımız için de "O karı çalışsa çabalasa ancak geneleve mama olur!" demişti...
Ne bakanlıktan korkusu vardı ne müfettişten.
Buna karşılık, hemşire okulunda edebiyat dersi veren bir tanıdığımın, kızları en ağır aruz kalıplarını ezberleterek ve benim de anlamadığım en koyu Osmanlıca şiirleri okutarak bunalttığını görmüştüm...
"Bu yaptığınız genç hemşirelerimizi edebiyattan nefret ettirmekten başka bir işe yaramaz" demiştim.
Ne yapsın, müfredat böyleydi, müfredat karşısında boynu kıldan inceydi.
Hani şu "Sınıfı bir geçeyim, ilk iş olarak kitabımı yakacağım" cümlesiyle özetlenen tepkide, ilk akla gelen niçin tarih ve edebiyat kitaplarıdır sanırsınız?

***

Mersin'de bir öğretmen öğrencilerine Arapça ve Kürtçe öğretiyormuş...
Aslında Türkçe öğretmeni ama derste bunları da anlatıyor.
En büyük suç! Maaşının otuzda birini kesmişler.
Adam "Hem öğrencilerden hem velilerden talep var" demiş, dinletememiş.
Bravo. "Beş milyon Suriyeli geldi" diye ağlayın ama onlarla kimin nasıl "diyalog kuracağını" hiç düşünmeyin.
Kürtçe de bilmeyin, PKK'nın telsiz konuşmalarını izlemek için sözlüğe bakarsınız.
Rusça da öğrenmeyin, hain Putin'e inat.
Rumca zaten tu kaka, Kiriakos şaşırma, sabrımızı taşırma.
Ermenice mi? Yok daha neler.
Bu kafayla devam edin.

***

Bayramınız mübarek olsun efendim.
Ayy, gericilik ettim, Arapça bir kelime kullandım.

***


EYVAAAH
"Dokunmadığımız kadın kalmayacak."
Aylin Nazlıaka (CHP Kadın Kolları Başkanı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.