SAVAŞ AY

Sevdalar, şiirler, şairler

Hangi bir sevda şairinin, bu şehre, İstanbul'a yazdığı hangi bir dizesini alsak, hepsi birbirinden mükemmel anlatımlara toslarız. Diyelim kenti gözlerini kapayıp, kalp kulağıyla dinleyen bir Orhan Veli anlatımında:
<ı>"Kuşlar geçiyor derken. Yükseklerden sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı..."
Tılsımlı sözcükleriyle işliyor yüreğimize şehrimiz.
Keskin bıçak
Sonra birden: <ı>"Kadını keskin bıçak, taze kan gibi sıcak. Gecesi sümbül kokan, Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul" diyen bir Necip Fazıl Üstat dizeleri çarpıyor alınlarımıza...
Sonra yine yeni yeniden; bir kavak yeli gibi başlarımızda esen şiirlerin rüzgârı Bedri Rahmi'nin laf atmalarına karışıveriyor:
<ı>"İstanbul deyince aklıma Tophane'de küçücük bir sokak gelir.
<ı>Her Allah'ın günü kahvelerine Anadolu'dan bir sürü fakir fukara gelir. Kimi dilenecek dilenmesine utanır.
<ı>Kiminin elinde bir süpürge peydah olur uzun.
<ı>Dudaklarında kirli paslı bir tebessüm.
<ı>Çöpçü olmuştur bugüne bugün..."
Sinir şehir dönüşümü
Şiir şehrin sinir şehre dönüşmesinde kim suçlu demeyelim boşuna. Bu suç arazisinin hisseli tapusundan bir parça var her birimizin yaşamında. İster bir Fatih, Draman, Beykoz, Kadıköy, Rumeli Hisarı çocuğu olalım, ister doğduktan sonra terki diyar edip, İstanbul'a kapak atmış bir ailenin ilk ya da son ferdi. Fark etmez. İster yere tükürmenin, izmarit fırlatmanın küçümen görünen büyük belalısı, ister trol teknesinde tayfa, gökdelen inşasında kalfa, ister çelik göğüslü gökdelen yapımında mimari deha olalım. Her birimiz şiirlerin bir ucunu kaldırıp, halı altına çöp yığar gibi "sinir" leri, sinir edecek şeyleri tıktık kentin dibine.
Can baba dedi ki
<ı>"Martılar Ki Sokak Çocuklarıdır Denizin" Can Yücel böyle demişti bir şiirinde. Boğazın sütten duru, buluttan ak martılarına bakıp bir evvel ki zamanlarda: <ı>"Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin" demişti. Şimdi martıların isten, pastan, pasaktan griye çalıyor rengi. Ve Özdemir Asaf belki de Can Baba'ya nazire edercesine: "Bütün renklerin aynı hızla kirlendiği yarışmada birinciliği beyaza" işte bu nedenle vermiştir?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.