HAŞMET BABAOĞLU

Üniversite yalanları!

Üniversite tercih günlerinde... Çevremdeki üniversite adayı gençleri ve ailelerini dinlerim; doğru tercih konusunda gençlere yardımcı olmaya çalışan tv programlarını izlerim.
Ve her seferinde içim burkulur!
Neden mi?
Çünkü bu dönemde...
Hayaller yüksekten uçar ve en az sözü edilen şey gerçeklerdir!
Üstelik çok önemli bir tercihin eşiğindeki çocukların aslında yıllar boyu sınavlara hazırlanmaktan hayata hiç hazırlanamadıkları ortaya çıkar.
Anne babalar deseniz...
Tablonun belki en hüzünlendirici yanı orasıdır.
Neredeyse hepsi çocuklarının üzerinden kendilerine bir gelecek hazırlama telaşı içindedir. Kendi hedeflerini yakalamaya, kendi sıkıntılarını aşmaya çalışırlar.
Çocuklarının ne istediğini, neye eğilimli olduğunu hesaba katan anne baba ne kadar azdır!

***

Dün bir gazetede "seçeceğiniz üniversitenin iyi akademik kadrosu var mı, ona bakmalısınız" gibi pek havalı laflar eden hocalar gördüm.
Vakıf üniversitelerinin "gel gel" çağrısından başka bir şey değil bu!
Yoksa söyleyin bana...
"İyi bir akademik kadro"nun ne anlama geldiğini bu ülkede kaç aile, kaç çocuk biliyor?
Çocuklar ancak girdikleri üniversitede derslerin "yüksek lise" seviyesinde sürdüğünü görünce kavrıyorlar acı gerçeği...
Üniversitelerde akademik kadronun yarısı işini otomatiğe bağlamış durumda...
Derslerden müthiş sıkılıyorlar.
Soru soran öğrencilerine "üstüne vazife olmayan konulara bulaşma" diye fırça atacak kadar olaydan kopmuşlar!
TV'deki uzman "hocaların bilimsel yayınlarının çok olup olmadığına bakın" diyor. Gülüyorum.
Bilimsel yayını fazla fakat öğrencilerinin suratına bile bakmayan, hatta derslere girmeyen hocaları ne yapacağız?
***

Ve tabii bir de o hassas konu var. Mezun olunca iş bulunup bulunmayacağı konusu!
Geçen gün bir kafede otururken yanımdaki masadan bir anne tatlı tatlı takıldı: "Haşmet Bey oğlum iletişim fakültesine gidecek... Elinden tutarsanız meslektaşınız olacak inşallah!"
"İnşallah"
dedim yutkunarak. Sonra sustum.
Şimdi gelin de bu anneye anlatın!..
Türkiye'de 33 iletişim fakültesi var.
Anlamı şu...
Pek yakında 60 binden fazla öğrenci bu sektörde iş bulmak için yarışa girecek!
Peki sektör bu yıl kaç kişiyi işe alır, dersiniz!
200 kişiyi geçer mi, acaba! Sanmam!
Şimdi soruyorum: Gençlerimizi üniversiteye odaklı sistemin cenderesinden kurtarmaz ve bu aldatmacayı sürdürürsek...
Toplumca nereye kadar gidebiliriz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.