Zavallı kedi, onları "insan" sanmıştı!
Birkaç gündür ülke gündemini korkunç bir cinayet meşgul ediyor.
Gazetelerin başka havalardan çalmasına bakmayın! Yaklaşık 26 milyon internet kullanıcısı var Türkiye'de ve internet üzerinden "sosyal medya" denilen ağlar hızla yaygınlaşıyor.
İşte bu ağlar üzerinde tek bir konu; o gaddar cinayet konuşuluyor.
Katile karşı öfke bir çığ gibi büyüyor.
Bilmeseniz...
"Olanlara zor dayansam da/koşacağım arkandan aşkla/kıyamam ben sana" falan diye tatlı şarkılar söyleyen yeni kuşak popçulardan biri sanırsınız.
Bir yandan da geçen yıl sevgilisini parçalara ayıran delikanlıya ne kadar benziyor!
Yetmedi. Üzerinde tepinerek kedinin başını ezince rahatlayabildi!
Fakat bütün bunlar büfenin güvenlik kamerasına yakalandı.
Sinirlerine hâkim olabilenler olayın videosunu internette bulup izleyebilir.
Delikanlı ceza olarak 687 TL ödeyip evine gitti.
Neden? Çünkü hayvanlara uygulanan şiddet "Kabahatler Kanunu" kapsamında ele alınıyor. Artık bunlar suç sayılmalı ve ceza yasası çerçevesine alınmalı.
Unutulmamalı ki...
Hayvana şiddetten insana şiddete geçen yol sanılandan daha kısadır.
Bu tür şiddet eylemlerinde "ne güzel eğleniyoruz değil mi, kankalar" havası ve erkekler arasındaki vahşi sürü psikolojisi tetikleyici unsurdur.
Neden bu kadar çok "linççi" var sanıyorsunuz!
O beş genç derin bir utanç duymadan olaydan yakalarını sıyırmamalı!
Facebook, Twitter gibi sosyal medya ağlarında kediyi öldüren delikanlıya karşı öfkenin dile getirilme biçimi de problemli...
Belli ki, boğazımıza kadar batmışız şiddet duygusuna!
Şiddete öfkelenenler kendi öfkelerinin şiddet boyutunun farkında değiller.
Allah selamet versin! Durumumuz vahim!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.