HAŞMET BABAOĞLU

Gökyüzüne bakmak...

Yağmur günlerindeyiz. Yok! Havayı birden güze çeviren, durup dururken bizi iç sıkıntılarına sürükleyen, şehrin pisliğiyle, çamuruyla boğuşmamıza yol açan yağmurlardan söz etmiyorum.
Kastettiğim Perseid meteor yağmurları!
Hani "yıldız yağmuru" diye bildiğimiz şey...
Hani bazen bakışlarımızı kısacık bir an için yukarıya çevirdiğimizde karşılaşırız da sanki gökyüzü bize göz kırptı sanırız. "A, yıldız kaydı" diye heyecanla çevremizdekileri ayağa kaldırdığımız da olur ya bazen...
O işte!
Ama gökte bir uçtan ötekine kayıp giden ateş topları yıldız falan değil aslında, göktaşları...

***
Bakalım, bu yıl yine dostlarla toplanıp rüzgârdan, bulutlardan ve ışık kirliliğinden uzak bir yer bulup meteor yağmurunu izleme fırsatı bulabilecek miyiz?
Bir de kayan her yıldızla birlikte dilek tutma ritüeli var ki, insanın içini çocuksu bir neşeyle doldurur.
Fakat gökyüzüne bakmak... Aslında derin bir hüzün kaynağıdır benim için.
Çocukken tanıştığım ve bir daha beni hiç terk etmemiş ilahi bir ürperiştir.
Sonsuzluğu, yıldızları, evrenin karanlık uçlarını düşünerek ağladığım ve sonra ninemin ilahi geleneklerden süzülmüş masallarıyla rahatladığım geceleri nasıl unuturum!
***
Bir süredir I-Phone'umda Star Walk uygulaması var.
Yani cep telefonumda bulunduğum yeri sabitledikten sonra baktığım yönde hangi takımyıldızlar var, insan yapımı uydular neredeler, güneş ne yönde kalıyor; hepsini görebiliyorum.
Çok yararlı ve ilginç bir uygulama!
Ama insanın astronomik malumatın gözlüklerini takarak başını gökyüzüne kaldırması öyle kuru, öyle sınırlı bir eylem ki...
Gecenin lacivert örtüsü bütün semayı kapladığında gözlerimin yerini kalbim alıyor.
***
Hüzün demiştim, değil mi?
Yıldızlarla aramızdaki (astronomik değil) metafizik "mesafe"nin içimizde uyandırdığı hüzün...
Rainer Maria Rilke'nin, kalbimizi avuçlarının içine alıveren o şairin dizeleri geliyor şimdi aklıma...
"Ve geceler ağır
Dünyamız kopmuş gibi yıldızlardan
Kaymada yalnızlığa...
Hepimiz düşmedeyiz,
Şu gördüğün el de düşüyor.
Nereye baksan o düşüş.
Ama Bir'i var ki, düşenleri tutuyor.
Yumuşak ve sonsuz."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.