HAŞMET BABAOĞLU

Sevinç öte yana keder hep bu yana düşüyorsa...

Son zamanlarda ne çok insandan duydum... Şöyle bir laf...
"Sevmeyi de, güvenmeyi de, değer vermeyi de abartıyoruz. O yüzden daha çok acı çekiyor, daha çok üzülüyoruz."
Bu iddiayı inançla dile getirenlerin yaşlarına baktım. İlginç. İki gruptan oluşuyorlar.
Birinci grup...
50'sine
merdiven dayamış ve hayatı eniyle boyuyla tanımış olduğunu düşünenler.
İkinci grup...
"Yaşanacak ne varsa zaten şimdiden gördük!" havasındaki henüz 20'lerinin başlarında gençler. ???

***
Tamam! Hepimiz zaman zaman kendimize soruyoruz: Neden işler iyi gitmiyor?
Hayatımızın temel kavramları nasıl bu kadar eğrilip bükülebiliyor?
İhanet nasıl oluyor da özgürlük maskesi takabiliyor? Sadakat nasıl oluyor da kölelik olup çıkıyor?
İnsanı büyüten acılardır.
Hatta kimliğimizi inşa eden ne varsa çektiğimiz acıların harcındadır.
Ama büyük acılara yol açan küçük insanlara ne yapmalı?
Nerede tökezleyip düşüyoruz?
***
Bunları sormak iyi!
Fakat cevap bulmaya gelince iş değişiyor.
Kaçıyoruz çünkü!
Gerçeklerden, yüzleşmekten kaçıyoruz.
Kötü ilişkilerdeki sorumluluğumuzu hafifletme yolları arıyoruz.
Bu "sevmeyi, güvenmeyi, değer vermeyi abartıyoruz" iddiası da kendimizi kandırmak; egomuzu biraz daha okşamak ve hatalarımızı şık bir örtüyle kapatmaktan başka bir şey değil.
Çünkü abartıyorsak eğer...
Gerçek sevgiden, gerçek güvenden ve değerden söz etmek zordur. ???
***
Açıkça söylesek ya...
Çoğu zaman azıcık sevgi görebilmek uğruna, ne çok sevgi gösterisi yapıyoruz!
Sevgi sandığımız şey çoğu zaman bir başkasını "esir alma" operasyonu!
Ya güvenmek?
Aslında güvenmiyoruz, ya hayal kuruyoruz ya gözümüz kapalı teslim oluyoruz. Güven bu mudur?
Sonuç... Hüsran!
Oysa gerçekten sevmenin ve güvenmenin azı, çoğu, abartılısı, abartısızı yoktur!
Değer vermeye gelince...
Adı üzerinde...
Bir ölçü bu! Abartıyorsan, gerçekte değer bilmiyorsun demektir. Şımartmak, değer vermek değildir.
***
Sevinçler öte yana, sıkıntı ve keder hep bu yana mı düşüyor?
O zaman durup anlayabilsek keşke...
Hayallerimizin kırılması korkunç bir şey değildir. Yeni hayaller kurmak için, eskilerinin atılması gerekir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.