HAŞMET BABAOĞLU

Pazar notları: Bu ülkeyi sevmek...

Hukuk, adaletin sadece bir parçasıdır. Biz, adalet isteriz. İktidar, hukuk verir.

***

İktisadın yıktığı adaleti hukuk tekrar yapamaz!
***

Hafızası gevşek, yargı hızı yüksek bir zihin... Buna "adalet duygusu yok denecek kadar zayıf" biri de diyebiliriz.
***

Muktedirlerin uykusu unutmak, uyanıklığı ise unutturmaktır.
***

Eskiden "şahsiyetli insan" derdik! Yok olup gitti onlar. Kimsenin kişiliğine bakılmıyor. Kimliğin var mı? Şimdilerde geçerli olan o!
***

Fazıl Say "Maalesef büyük ego olmadan Nazım Oratoryosu da, Mezopotamya senfonisi de bestelenmiyor" demiş. Dedin mi bunu gerçekten Fazıl? "Wagner sendromu"na mı yakalandın yoksa! Bach'a bir baksan mesela... O büyük besteleri büyüklenmeyi hiç bilmeyen bir egoyla nasıl yapmış? Hem söylesene bir bestenin büyük olduğuna kim karar verir? Birçok kişi, dinleyiciler, uzmanlar, vd... Ama asla bestecinin kendisi değil!
***

Nasıl oluyor da, bizim kentli "seçkinler"imiz kendi yapıp ettikleri hakkında bu kadar iddialı olabiliyor? Çünkü kimse kimseye aldırış etmiyor. Kimse bir başkasını dinlemiyor. Diyalog gibi gözüken bütün konuşmalar özünde monolog. Kahkahaların karşılığı yok, üzüntüler dostlar alışverişte görsün kabilinden... Bu çevrelerde "bir başkasıyla ilişki" denen şey illüzyon! "Başkası" bir tür ayna işlevi görüyor. Herkes o aynada kendini görüyor.
***

Sanıyoruz ki, bu ülkeyi sevmek, ancak hiç yenilmediğimiz, hiç hata yapmadığımız bir tarihe inanarak mümkün olabilir. Olmuyor tabii, olamıyor! Tatsız gerçekler itildikleri en karanlık yerlerden birer birer sökün ediyor. Kızıyoruz buna. Bağırıp çağırıyoruz. Oysa bir bilsek... Bu ülkeyi sevmek, sessiz ve derin bir iç çekiştir. Yalnız bu ülkeyi değil, herhangi bir ülkeyi sevmenin hakiki ve mümkün yolu tektir: Acıyı görüp tanıyarak, hak vererek, değer bilerek sevmek.
***

Harvard'lı araştırmacılar şefkat ve merhamet duyguları sırasında immünglobülin A Antikoru'nun ciddi oranda arttığını saptamışlar. Bunu bilmek bilimsel bakımdan "iyi" ve "ileri" bir nokta olabilir. Ama bu bilgiyi "müşfik ve merhametli olursak enfeksiyonla mücadelede daha başarılı oluruz" türünden medyada pazarlamak için kullanmak açık ki, insani anlamda çok "kötü" ve "geri" bir nokta!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.