Pazar notları: Alışkanlık, kaderdir!
Yaşamak denen şey televizyonun uzaktan kumandasıyla oynamaya veya çamaşır makinesini çalıştırmaya benzesin ister miydik? "Ne münasebet, daha neler!" dediğinizi duyar gibiyim. İyi de o halde neden "kılavuz kitapçıklara" bu kadar düşkünsünüz? Neden hayata dair prospektusler, hatta garanti belgeleri aramakla meşgulsünüz?
***
"Beni sevdiğini sanıyordum" dedi adam. "Doğrusu şu ki," dedi kadın; "sevmeye çalışıyordum."
***
Genç kadın hep ilginçlik peşinde. Herkesin kendisinden söz etmesine yol açacak bir iş, bir aşk, bir kimlik arıyor. Sonunda bu arayış onu çok sıkıcı biri yapmaya başladı.
Hem çılgın bir aşk hem de düzenli bir ilişki istiyorsan, ikisinden birinin ne anlama geldiğini bilmiyorsun demektir.
***
Aşk enerjik fakat yorucu; alışkanlık sakin fakat yorgundur.
***
Alışkanlık, kaderdir. Kavuşanların kaderi.
***
Ne zaman "en sevdiğim kelime" sorulsa, duraksamadan cevaplarım: Su... Yağmur damlası gibi minicik fakat kalın bir ses. Sanki hep arı, akışkan ve aziz kalsın diye uzun tutulmamış.
Bir başkasının çocukluğunu merak edip öğrenmek istiyorsanız onu derinden sevmeye başlamışsınız, demektir.
***
Modern orta sınıf refahı: Krediler, taksitler, vesaire... Yoksulluğumuz gidiyor, yoksunluğumuz geliyor. Maddi konfor karşılığında zihin konforundan feragat ediliyor.
***
Herkes onun çok "pozitif" bir insan olduğunu söylüyor... Neden? Dünyayı dert edinmenin ölümcül bir virüs kapmaya benzediğini düşündüğü için mi? Ben "negatif" bir arkadaş tercih ederim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.