HAŞMET BABAOĞLU

Biz artık o insanlar değiliz!

Sizi bilmem ama kendimi aldatmayı daha fazla sürdüremem.
Yaşadığımız şehirler, caddeler, sokaklar, evler değişir ama biz insanlar duyuşumuzla, düşünüşümüzle, tasalarımız ve sevinçlerimizle, güzel ve çirkin bildiklerimizle, dünyayı kavrayışımızla hep aynı kalırız, denir ya hani...
Yanlış!
Çünkü eşyalarla ilişkimiz bile zihnimizin işleyişini değiştiriyor.
Zaten bu gerçeği hepimiz biliyoruz da, kurcalanmasındansa, aldatıcı bir örtüyle üstünün kapanmasını tercih ediyoruz.
Bıraktım yüz yıl öncesinin insanını...
Otuz yıl öncesinden bile farklı korkuyor, farklı biçimde umut ediyor, farklı seviniyor, farklı üzülüyoruz. Yalan mı?

***

Bunu en sarsıcı biçimde çok sevdiğim Ziya Osman Saba şiirlerini okurken hissediyorum.
İyi şairdir, vasattır, şudur budur meseleleri hiç ilgilendirmiyor beni. Fakat "iyi" bir insandır ve şiirleri üzerinden bir yüzyıl dahi geçmeden kaybolmaya yüz tutmuş bir hayat tarzının "iyiliği"ni yansıtır.
İçimi inceden yakan derdi bu şiirlerden yola çıkarak sizinle paylaşabilirim belki...
Geçen gün Batı Ataşehir'in dev binaları ve caddelere kapalı yüksek duvarlarını gören bir kafede oturup Ziya Osman Saba okudum.
Önce şu mısralara takılıp kaldım: "Ey ölü, az daha yaşatmak isterdim seni/ Habersiz bırakıp gittiğin evde/ giysen hazır duran terliklerini,/ odalarda dolaşsan, öksürsen/ Toplasan bu yaz da bahçende yemişleri..." (Bir Ölünün Arkasından)
Sonra da şunlara: "Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı/ Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu/ Arkadaşlık ederdi yolda ihtiyar komşu/ Nasıl hafif gelirdi eve taşıdıklarım." (Evim, Karım, Çocuğum)
Ve dışarıya baktım.
Bir kez daha anladım ki, Saba'nın anlattığı dünya ışık hızıyla uzaklaşıyor bizden.
Dünya dediğim, yanlış anlaşılmasın sadece eşyaların değil, zihnin ve kalbin dünyası...
İtiraf edelim ki, bunun bizim hangi dünya görüşünden, hangi hayat tarzından, hangi kimlikten olmamızla da bir ilgisi yok!
Yazıyı burada kesiyorum ama isterim ki internetten falan bulup Saba'nın o iyilik, alçakgönüllülük ve sabırla bezenmiş şiirlerini okuyun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.