HAŞMET BABAOĞLU

Ruh...

Hem her türlü metafizikle dalga geçip sadece fizikle yatıp kalkacaksın...
Hem özgürlüğü mümkün kılan şeyin sınırlar olduğuna inanmayıp sürekli zücaciye dükkânına girmiş fil gibi davranacaksın...
Hem inançsızlığı göklere çıkartıp inananları aşağılayacaksın...
Hem de sürekli "ruh"tan bahsedip ruh çağıracaksın!
Olmuyor işte!
Bazen gülünç kaçıyor ama daha çok acıklı oluyor!
"Gezi ruhu"ymuş...
Bir yıl boyunca sabah akşam bundan söz ettiniz.
Kırk kere tekrarlarsanız, aradığınız maneviyatın sonunda kapınızı çalacağını sandınız.
Aslında durup sakin kafayla düşünmenizde yarar var; isterseniz sonra kaldığınız yerden yine "direniş"e (neyse artık o!) devam edin.
Madem "ruh" çok önemli, çok değerli bir şeye atıf yapıyor...
Madem "ruh" deyince akan sular duracak gibi oluyor...
Madem bir "ruh"un adını anmak bile sizi coşturuyor...
O zaman kendinizle baş başa kalıp bir sorun bakalım: Bu kelimenin sakladığı "hakikat" ne olsa gerek?
"Canım alt tarafı mecaz bu!" deyip kaçmaya veya kendinizi kandırmaya kalkışmayın.
Bir sorun içinizden...
Bu kelimenin şimdi sizi bu kadar heyecanlandırıyor olması sakın bir eksikliğe vurgu yapıyor olmasın!
Hayatınızı sarmış bir tür "ruhsuzluğa" mesela... İtiraf edin; ne zaman "Gezi ruhu"ndan dem vursanız, sanki ruhsuz modern hayata ve seküler seçkinciliğin depresif hallerine de çare bulmuş gibi davranıyorsunuz.
Şimdi işin aslına gelelim...
Özellikle akranım bazı köşe yazarlarına ve içleri kurumuş aydın eskilerine sesleniyorum... Sizin "Gezi ruhu"na falan inandığınız da yok, gencecik insanları kandırıyorsunuz ki bunun vebali büyüktür.
Ancak bir şeylere şiddetle inanmak istediğiniz de çok açık. Katı olan her şeyin buharlaştığı şu dünyada ve bedenlerinizi hızla tüketip geçerek akan zamanın orta yerinde inanmaya değer bulacağınız bir "şeyler" arıyorsunuz.
İyi, o halde!
Bir yerden başlayın.
Gençlerin yakasını bırakın ve bir süreliğine olsun, kendinizle sıkı bir hesaplaşmaya girin. Korkularınızla, eğitimli cehaletinizle yüzleşmeye hazır mısınız?
Çok değer verdiğiniz hazlarınızın son kertede sizi nasıl zincirlediğini; "sitcom" larınızın artık yavanlaştığını görmeye hazır mısınız?
Aradığınız "ruh" işte o kapıdan gelip içeri girecek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.