HAŞMET BABAOĞLU

"Piyano çal, marangoz ol!"

"Piyano çalışmaktan keyif aldığını söylemene sevindim. Piyano ve marangozluk, bana göre senin yaşında en güzel meşguliyetler. Okuldan bile daha iyidirler."
Einstein, bu mektubu gönderdiğinde oğlu Albert on bir yaşındaydı.
Şunu da eklemiş mektubuna: "Piyano hocan öyle yönlendirmiyor olsa da hoşuna giden parçaları seç! Sevdiğin şeyler üzerinde çalışırken zamanın nasıl geçtiğini fark etmezsin bile. Öğrenmenin en iyi yolu budur."

***

İçinde yaşadığımız kültür o kadar kaypak ki!..
Kendi çocuğumuz yapsa, hemen "oyalanma bakayım, dersine çalış!" diye azarlayacağımız şeyleri ünlü birinden işittiğimizde hoşumuza gider, doğru buluruz.
İşte bu yüzden Einstein'ın oğluna yazdığı mektup internet sitelerinde ara ara başköşeye oturtulur ve günlük "tıklanma" hasılatı yükseltilir.
Dün baktım da...
Bir gazetenin internet sitesi 2008'de ABD'de yayımlanan bir kitapta yer alan mektubu yeni ortaya çıkmış gibi manşete çekmiş.
Neyse, biz oraya takılmayalım.
Biz Einstein'ın dediklerine bakalım...
***

Her üç çocuktan birinin odaklanma yetersizliği çektiği bir dönemde çocuklara herhangi bir müzik aleti çalmayı öğretmek zor!
Bana kızmasınlar ama hocalar da yanlış yapıyorlar: Sevimli melodilerle çocukların dikkatini çekmeyi kendi işlerini hafife almak sandıklarından mı bilmem, durmadan "disiplin"in altını çiziyorlar.
Oysa her müzik aleti zaten eninde sonunda kendi disiplinini çocuklara kabul ettirir.
Fakat söyler misiniz, çocukların şevkini disiplin sopasıyla hırpalayıp kırmanın ne âlemi vardır!
Bir de son zamanlarda hep başkalarına "göstermek" için bir şeyler öğrenme hastalığı zuhur etti.
Oysa bir müzik aleti asıl yalnız anlarımızın dostudur. Eşsiz yanı odur.
***

Gelelim şu marangozluk konusuna...
Einstein'ın oğluna tavsiyesini büyükbabalarımız duysaydı, "hay ağzın bal yesin!" derlerdi, kesin!
Fakat biz burun kıvırırız.
Çünkü ellerimizle yaptığımız işlerden duyduğumuz keyifle kalbimiz ve zihnimizin ferahlığı arasındaki kuvvetli bağı kaybettik.
Şimdi kalkıp burada...
Bir gençlik arkadaşımın yakalandığı uyuşturucu bağımlılığından en nihayetinde öğrenimini bir kenara bırakıp marangoz atölyesi kurarak kurtulduğunu anlatsam...
"Hımmm, ilginç bir hikâye" diyecekler.
Hayır! İlginç değil, içinde hakikat saklayan bir hikâye!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.