Alkışla oynanmaz!

"Yahu alkış konusunda ciddi misiniz?" diye sorunca, hop oturup hop kalkıyorlar.
Lafları da hazır: "Neyi, neden alkışlayacağımızı soracak değiliz, biz biliriz."
Tabii canım, siz bilirsiniz!..
Berbat konserleri, kötü performansları, ucuz sloganları saatlerce alkışlamayı falan da en iyi siz bilirsiniz...
Fakat şimdi toplu alkışa çağırdığınız "millet" var ya...
Hep merak etmiştir: Acaba neden sevdiklerinizin cenazelerini uğurlarken de alkış tutuyorsunuz?

Sosyal medyanın "ileri zekâları" birileri bu kampanyaya itiraz etsin de, "alkışımıza bile karışıyorlar, baskı var" diye patırtı çıkaralım hesabıyla tetikte bekliyor.
Posası çıkmış reklamcı kafasıyla siyaset gerdeğine girmenin problemini görme ama sokakta çıkabilecek tatsızlıklara karşı samimiyetle uyaranları "bu neyin kafasıııı abiii!" yavşaklığıyla susturmaya çalış!
Peki, siz bilirsiniz!
Ben gene de uyarayım...
Bu yol, yol değil.
Sonunda üzülürsünüz!

Mesele içerik meselesi değil.
Mesele şu parti, bu parti meselesi de değil.
Mesele kampanyanın sosyal eylem boyutunda.
Çünkü o nokta fena halde provokasyon kokuyor.
Kılıçdaroğlu, Kartal'daki mitingte "sadece miting meydanlarında değil, her gün her yerde alkışlayacağız" demiş.
O "her gün, her yer" ifadesinde siyasi sorumsuzluk zirve yapıyor gibi görünüyor.