HAŞMET BABAOĞLU

Bazen karamsarlığa düşüyorsam, sebebi...

Bugün lafı uzatmadan ve "analiz" modasına uymadan dümdüz yazacağım.
Soru şu: "Türkiye nasıl huzura kavuşur; bu süreç nasıl başlar?"
Bu soruya cevap vermek için uluslararası veya ulusal çerçevede yorumlara kalkışmadan...
Siyasi, iktisadi, sosyal derinliklere girmeden...
Sadece fikrimi...
Daha doğrusu...
Yıllar boyu bu sektörde çalışarak edindiğim tecrübe sonucu bende oluşan inancı dile getireceğim.
Bunu bir kez olsun net biçimde yazayım ki, bundan sonra bu köşede yazdıklarımın zemininde karamsarlık veya en hafifinden kekre bir tat bulacak okurlarım o duygunun kaynağını bilsinler.

***

Hani bir zamanlar "merkez medya" denirdi onlara...
Kendilerinin böyle adlandırıldığını duyduklarında hindi gibi kabarırlardı.
Hakikaten de hem medyanın, hem devletin, hem de her türden karanlık faaliyetin merkezindeydiler.
Bana sorarsanız...
Hiçbir illegal örgüt, hiçbir yabancı istihbarat servisi bu medya kadar ülkeye zarar vermemiştir.
Maalesef...
Ne yazık ki...
Hâlâ da hemen hemen aynı yerdeler.
Güçlerini sanıldığı kadar kaybetmediler.
Sadece millet onların yüzünü tanıdı, direniyor.
Yoksa bu medya sırtını Batı'daki karanlık ağabeylerine ve içerdeki oligarşik sermayeye dayayıp siyaseti ve sokağı dizayn etmek için misyoner gibi çalışıp ortalığı karıştırmayı sürdürüyor.
Problem de tam orada.
***

Son zamanlarda onlara "beyaz medya" diyorum, belki fark etmişsinizdir.
Temiz pak bir yanları olduğu için değil elbette. Bunu söylemeye bile gerek yok!
Boğazlarına kadar pislik içindeler.
Bu medyaya "beyaz" dememin nedeni şu...
Kendi varlıklarını "zenciler" üzerinden ve onlara karşı tanımlıyorlar.
Kendileri gibi olmayan, kendilerininkine benzer biçimde yaşamayı hedeflemeyen herkesi küçümsüyor, hatta iğreniyorlar.
Çürümüş hayatlarının kokusunu pek şık bir "hayat tarzı" ideolojisiyle parfümleyerek örtüyorlar.
Neyse...
Lafı uzatmayayım.
Söyleyeceğim şey şu...
İşte bu beyaz medya aynı yapı, aynı insanlar, aynı ilişkiler ve aynı kafayla varlığını sürdürdükçe Türkiye asla huzur bulamayacak; iyiye, doğruya, güzele yönelik her sosyal dönüşüm çabası baltalanacak.
Bilin ki...
Bazen karamsarlığa düşüyorsam...
Millete ve milletin siyasi temsiline güvenmediğimden değil...
Bu medyadaki çakalların becerisi ve etkisini bildiğimden...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.