HAŞMET BABAOĞLU

Çaresiz insanlar kolonyalist efendinin kapısında!

Şiddet kanlı canlıdır.
Şiddetin merhemi ise hülyalı!
Kolonyalist efendi hayallerin gücünü bilir, dünyayı hayallerle idare eder.
Böylece dünyayı cehenneme çevirirken, cennetin anahtarını elinde tutar.
Hayal ve umut, istisna ilkesi üzerinde yükselir.
O yüzden dünyanın müreffeh topraklarında yaşama imkânı piyango gibi dağıtılır.
Bütün o zavallı insanlar; yani yersiz yurtsuzlaştırılmış kitleler, sığınmacılar, mülteciler bu piyangonun kendilerine çıkmasını umut eder.
Bunun için her yolu ölümüne zorlarlar.
Ve yalvarırlar efendiye; "kapıyı aç, bizi içeri al!"

***

Yüzlerce mülteciyi bütün zorlukları göze alarak Avrupa yollarına düşüren nedir, diye soruyorsanız...
Neden mesela Türkiye'de değil de, ille de Avrupa'da bir gelecek arıyor bu insanlar, diye düşünüyorsanız...
Bu soruya güncel gerekçelerin ötesinde daha derin bir cevap arıyor ve zihinsel -kültürel bir dinamik var mı diye merak ediyorsanız...
Belki buradan başlamak gerekiyor.
Kolonyalizm, sadece "çevre"nin talanından ibaret değildir.
Kolonyalizm, her şeyden önce bir "merkez" inşasıdır.
Dünyanın, kültürün, acıların ve sevinçlerin, hatta doğrudan "insan olma"nın da merkezileştirilmesidir.
Çeşit çeşit, renk renk, kavim kavim insanlığın felaketi böyle başlamıştır.
Kolonyal merkez bunların yerine baştan aşağı yalan bir "evrensel değerler" ve "insan hakları" retoriği yerleştirmiştir.
Dün baktım da...
Tv yorumcuları hâlâ "Avrupa mültecileri sınırlarında daha fazla bekletirse, insan haklarından bahsetmeye yüzü olur mu?" diye soruyorlardı. Onları dinlerken içimde oluşan burukluğu bastırmakta zorlandım.
***

Şimdi ister istemez Edward Said geliyor aklıma...
Hani ilk baskısının üzerinden 37 yıl geçen, o muazzam ve çığır açan çalışmanın; "Oryantalizm"in (Şarkiyatçılık) yazarı...
Edward Said'e bir sempozyumda postkolonyalizm, yani "kolonyalizm sonrası" terimine neden mesafeli davrandığı sorulmuştu.
O da çok anlamlı bir cevap vermişti: "Çünkü kolonyalizm hâlâ devam ediyor. Bitmedi ki, sonrasında gelişen bir edebiyat ve kültür varmış gibi konuşalım."
Ben burada keseyim.
Sen zihninden devam et, sevgili okur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.