HAŞMET BABAOĞLU

Sen neyi sevdiğini bile bilmiyorsun!

Sen kalk, sana ait ne varsa bir kenara bırak, hatta yok say...
Batı kültürünün önemsediği ne varsa, hepsini sahiplenmeyi ödev say...
Ve yine de o kültürün ürünleriyle bir türlü kalıcı bir ünsiyet, bir aşinalık bağı kurama!
Berbat bir şey.
Fena halde acıklı.
Bizim "aydın"ımızın hali bu işte.
İnanmadığı şeylere inanan adamları; Dostoyevski'yi, Tolstoy'u, Tarkovski'yi anladığını sanacak kadar sersemleşme hali...
Uzak durdukları derin gerilimlerin sözcülerini; Hegel'i, Heidegger'i, hatta Sartre'ı, Camus'yu bilebileceğini düşünecek kadar esastan bihaber olabilmek mesela...
Sonra da caka satmak: Ben Dostoyevski, Tolstoy okumuş adamım, falan filan..
Yahu sen "günah" fikrini kafandan kovmuşsun, ansiklopedide bir maddeden ibaret olmuş.
Tek bildiğin ve önemsediğin şey yasaların suça çizdiği çerçeve.
Böyle nasıl anlayabilirsin Dostoyevski'yi? Onun Raskolnikov'unu, Stavrogin'ini nasıl "içerden" kavrarsın?
İyilik adına bütün bildiğin Batı'nın modern yalanı; yani "İnsan hakları!"
Nasıl kavrayacaksın Tolstoy'un derdini?
Adlarını düşürdüğün bütün filozoflar, yazarlar, sinemacılar birer etiket üzerinde, o kadar!

***

Bunları çok yazdım, şimdi tekrar etmemin nedeni ise şu...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Moskova konuşmasında sıra mülteciler konusuna gelince Tolstoy'un "hayatımızdaki temel mesele ve uğraş iyiliktir" sözüne atıf yaptı ya...
Sosyal medyanın ergen ruhlu aydıncıkları hemen ayaklandılar.
Facebook mesajları, twitter kapışmaları...
Erdoğan ne anlarmış Tolstoy'dan, alıntı yapmak ona mı kalmış...
Tabii bir de alaycı ünlemler, iğrenç "he he"ler.
Tamam diyelim ki, Erdoğan bilmez, Tolstoy'la ilgilenmez.
Ama sen nereden biliyorsun? Nesini biliyorsun Allah aşkına Tolstoy'un?
Şu Rus klasiklerini senin kültürel- siyasal pozisyonunun tapusuna dahil eden ezber neyin nesi?
Haydi diplomatik söylev geleneğinden haberin yok.
Peki mesela Tolstoy'un "İtiraflarım" adlı eserinde "iyilik dolu bir hayat"tan söz ederken nerdeyse İslam'ın "emri bil maruf, nehyi anil münker" çizgisine yaklaştığından haberin var mı?
Yok! Nereden olsun ki!
Yabancı dil, iyi eğitim, kibir, özgüven falan yerli yerinde ama hakikaten ihtiyacın olan şeylerden haberin yok!
Arkadan kurulunca ses çıkartan oyuncaklar gibisin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.