HAŞMET BABAOĞLU

Alternatif!

Farkındasınızdır. Ölen kişi yakınlarımızdan biri değilse, ölümü etkisi uçucu, varlığı tartışmalı, neredeyse "seyirlik" bir şey olarak görmeye başladık. Kafamızı başka bir yana çevirdiğimizde, ölüm yok olacak sanıyoruz! O kadar sersemleştik, sersemleştirildik. O yüzden yaşadığımıza da artık "hayat" denmez, denemez!

***

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan ve bununla övünenlerden uzak dururum. Neden? Çünkü bu tipler öldürdükçe sağ kalabilen soğukkanlı katillere, hissiz katliamcılara benzer. Aralarında karanlık bir bağ vardır.
***

Bugün sağlık dediğimiz şey, binlerce yıllık anlamını kaybetti. Sağlık hiç çaktırmadan "ölümsüzlük"le yer değiştirdi. O yüzden hekimlerin onca uğraşmasına, tıp biliminin çabalamalarına karşın hep erişilemeyen bir şey! Sonucu Zygmunt Bauman iyi anlatıyor: "Sağlığın yerine ölümsüzlük idealinin koyulmasının bedeli ölümün gölgesinde yaşamaktır. Bütün bir hayat ölümü erteleme kavgasına adanır." Bu kadar umutsuz bir kavganın ne kadar yorucu olduğunu biliyoruz, değil mi? Biliyor muyuz?
***

Birbirine veya bir şeye alışmak... Yani kısa veya uzun ama mutlaka güçlü bir "geçmişi" olmak! Çünkü geçmiş, geçen bir şey değildir, düzen kurar ve kalır.
***

Alışkanlık bizi birbirimize bağlayan ip! Eskisinden daha yakın değiliz. Sadece artık birbirimize bağlıyız. Kopmayacağından emin biçimde, o ipi çeke çekiştire birbirimizden uzaklaşıyoruz.
***

Bir özel hastane... Beş yıldızlı otel lobisiyle havaalanı binası karışımı bir ortam. Pastane kısmında oturuyoruz. Orada görevli arkadaşıma dalgacı bir havayla soruyorum: Burada acı yok mu? O ciddiye alıyor: "Olur mu hiç? Hasta yakınları da acı çeker." İtiraz edip etrafta gülüşen, neşe içinde sohbet edenleri gösteriyorum "Aslında haklısın" diyor; "Burada hasta da, hasta yakını da müşteriye dönüşüyor. Malum, müşterinin acısı yoktur; ya memnuniyeti ya da şikâyeti vardır."
***

Etrafta "bio enerji", "enerji psikologu" gibi garip laflar yazılı tabelalar çoğaldı. Herkes alternatif sağlık yolları arıyor. Oysa asıl ihtiyacımız "alternatif yaşam." Fakat bu mahallelerde yaşayanların buna ne gücü, ne de cesareti var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.