HAŞMET BABAOĞLU

İyi bir hayat!

Güvenilir (emin) bir hayatla ilişkimizi kesmişsek bir kere, geçmiş olsun! Güvenlik arayışı güvenilir hayat arayışına çare olamaz. İkisi arasında bir bağ yok maalesef!

***
Hangi filmdi o? İstihbaratçının eşi dünyaya bir bebek getirecek. Kocasının arkadaşları hediye olarak bebek odasına güvenlik kamerası getiriyorlar. Toplam 6 kamerayla takip edilecek bir bebek... Kendi hayatlarımız da yavaş yavaş buna benzemeye başladı. Hiçbir şeyden ve birbirimizden emin değiliz ve çareyi "emniyet"te aramak ne acıklı!
***
Yıllarca söyleyip durdum: Durup bakalım diye.. Yok! Sadece göğe değil, her şeye. Hatta en çok kendimize bakalım... Fakat yerleşik bir anlayış "bakma"yı küçümsüyor. Ne var bunda, bakıp duruyoruz zaten havasındalar. O laf hele! "Bakmak var, görmek var!" Doğru ama ya hiç bakmıyorsan? Durup bakmıyorsan, nasıl göreceksin? Koşuşturup duruyorsun ve o arada gözüne ilişenleri gerçekten gördüğünü sanıyorsun.
***
Farkındayım... Gitgide artan hiperaktifliğin dikkatsizliğine karşı gelişen yeni bir dikkat türü var: Hiperdikkat! Obsesif-kompülsif kayıt tutma hali. Buna instagram, twitter ve benzeri sosyal medyalar da katkıda bulunuyor. "Şunu yaptım, bunu yaptım, şuraya gittim, buraya gittim, şöyle düşündüm, bunu düşündüm, vd..." İyi de, bu sürekli kayda geçirme hali bir taraftan da yaşadıklarımızın en saf, en kendilik içindeki halini elimizden kaçırmamıza neden oluyor.
***
İyiliği düşünmeden iyi bir hayat düşlemek... Arkasındaki muazzam medya desteği ve tüketim endüstrisine rağmen bu rüyadan uyanmak zorundayız.
Rüya mı dedim? Kâbus aslında.
***
Sevgili hep iki kişidir! Biri yanı başımızdaki hali, diğeri uzaktaki hali... Ve bu "iki kişi"yi her zaman farklı severiz.
***

Albert Camus'nun Düşüş'teki avukat kahramanı ne diyordu: "Hekimlere gidiyordum, bana ilaçlar veriyorlardı, biraz toparlanıyor sonra yine bozuluyordum. Bana öyle geliyordu ki, çok iyi bildiğim ama hiç öğrenemediğim bir şeyi unutmuştum: Yaşamayı..." Doğru, fakat buna ölümü unutmaya çalışanın yaşamayı hatırlamasının mümkün olmadığını da eklemeliyiz.

***

HER ŞEYE RAĞMEN GÜZEL ŞEYLER
Çavuşbaşı yolunda dünyanın en güzel kamyoneti belki. Yemyeşil! Satılık sebze fideleriyle dolu.
Sin Palabras'ı bir Bebe'den, bir Radio Tarifa'dan sırayla dinlemek.
Çubuklu Hayal Kahvesi... Ne çok zaman olmuş gelmeyeli! Manzara müthiş. Menemen de.
Kathleen Stewart'ın fragmanlar halinde kaleme aldığı "Sıradan Duygulanımlar" tam sevdiğim türde kitaplardan. (Boğaziçi Üniversitesi Yayınları)
Bazen Mustafa Akar ve Furkan Çalışkan'ın şiirleri... İnsana nasıl iyi geliyorlar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.