Alın size çeşit çeşit “yapay” zeka!
Tedavileri yok!
Bütün istedikleri safları dağılmadan, ezberleri bozulmadan ama sık sık etrafa bulaşarak yaşamak...
O yüzden de hakikat yüzlerine vurulduğunda kişisel ahlakları anında gevşiyor, kulakları kapanıyor, zekaları anında "yapay"laşıyor.
Bir nevi robota dönüşüyorlar.
Diyorsun ki, Mozart, Beethoven ve ötekiler senin sandığın gibi "iyi" gelseydi, Nazilere iyi gelirdi.
Adamlar bu bestecilere tapındılar be!
Toplama kamplarındaki kurbanlarına ve savaş sahasında az sonra kurşuna dizecekleri esirlere bu müziği dinletiyorlardı.
Böyle diyorsun da cevap nasıl geliyor?
"Vayy bize Nazi dedin, faşist dedin!"
Var içinde bir faşistlik tabii de, önce denileni anlamaya yanaş!
Bıraktım, siyasal göndermeleri falan...
Mesela biri "Beethoven dinlersen sakinleşirsin" diye tavsiyede bulunsa, ona Avrupa'da bir taraflarıyla gülerler.
Çünkü Beethoven'ın müziği coşkudur, hatta zaman zaman kahramanlara özgü bir öfkedir. Onu muhteşem yapan bu özelliğidir. (Lenin pek sevdiği Apassionata Sonatı da buna dahildir.)
Ama bizimkiler sadece laf yarıştırmayı sevdiklerinden dönüp bu gerçekleri öğrenmeye heves etmezler.
"Bir kere Naziler Mozart değil, Wagner severdi" diyen yarı cahilleri geçin...
Ama "iyi ya işte Hitler gibi taş kalpli birine bile birşeyler verebilen bir Mozart var" uyanıklığına ne demeli!
Gülsem, gülemiyorum.
Kızsam, dedim ya, değmez.
Böyle gelmiş böyle gidecekler.
Ama diyorum ki, hani insan bir durur, düşünür, en azından bu konularda susar, ezberini bir kenara koyar, kendi zekasına hakaret etmez!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.