Altını çizdiğim satırlar-73
Ferhad'ın sevgilisine kavuşmak için deldiği dağ, benim devirmek borcunda olduğum nefse göre bir kum tanesi... Nefse, kırk yıl bir bardak ekşi ayranı bile çok gören veli hatırlıyorum da, onu, kırk yıldır ne kuş sütleriyle beslediğim gözümün önüne geliyor... (N. F. KISAKÜREK / O ve Ben)
"iyi uykular duvar, seni uyandırmıyorum.
Gün gelecek seni yıkacaklar, belki açgözlü firmaların tabelaları iliştirilecek üzerine. Ama şimdilik buradasın, güzel ve sessizce orada duruyorsun..." (HERMANN HESSE / Bozkırkurdu)
İşletme'nin (tüneller, yollar, sigortalar, reklamcılık, gemiler, süpermarketler, fabrikalar, mağazalar, sinema, füzeler, müzeler, yapay döllenme, eczacılık, vd.) dolaylı ya da dolaysız medyası vardır. Böyle yürür. Tarihin sonu mu? Daha çok sizin tarihinizin sonu. (PHILIPPE SOLLERS / Venedik Karnavalı)
Ufuk olmak, ay olmak, şafak olmak...
Gün doğuşu olmak, gün batışı olmak.
Kuşluk olmak, ikindi olmak ve öğle olmak. Büyük öğle olmak. Sıcak yaz günlerinde eşyada gölgeyi kaçıran sıcak aydınlık olmak. Ve sonunda güneş olmak. Hayır! İnsan olmak. Aklın çetinliği içinde toprağa yakınken gökte nar bahçesi düzenleyen insanoğlu olmak. (SEZAİ KARAKOÇ / Ruhun Dirilişi)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.