HAŞMET BABAOĞLU

Karanlık

Önce şunu vurgulayayım...
Her şüpheye "komplo teorisyenliği yapmayın!" diyerek karşı çıkanlar, abuk sabuk komplo teorisyenlerinden daha fena bir iş yapıyorlar.
Neden?
Çünkü bu yalandan "akılcı" tutumlarıyla kör gözlerin bile görebileceği tezgahları örtüyorlar...
Biraz dikkatle bakılsa, fark edilebilecek ilişki ağlarını görünmez kılmaya çalışıyorlar.
Yani aslında karanlığı savunuyorlar.
Jeffrey Epstein'ın ölümü bu gerçeğin bir kez daha sağlamasını yaptı.

***
Şu gözlerim birkaç gündür Amerikan medyasında ne yazılar görüp okuyor, anlatması zor.
Epstein'ın hücresinde ölü bulunduğu açıklandıktan bir gün sonra "canım tabii ki, adam intihar etti, zaten 23 Temmuz'da cezaevine korunma dilekçesi vermişti" diye yazılar yazanlar gördüm.
Sanki birileri "çabuk böyle bir iki laf karala!" direktifi vermiş gibiydiler.
Küreselci ve sosyetik çevrelere yakın bir New York gazetecisi "cezaevi yönetiminden tanıdıklarım olayın intihar olduğuna beni ikna ettiler" dedi.
Hemen ardından Epstein'ın bir hafta önce "yüksek intihar riski" gözetiminden çıkartıldığı ve "intihar"(!) sırasında nedense kameraların kayıt yapmadığı ortaya çıkınca da utanmadılar.
***
Şimdi alternatif medya Epstein'ın sıkı fıkı dostu olan Clinton'larla ilgili iddiaları gündeme taşıyor.
Son otuz yıl içinde Clinton'larla çalışmış 56 görevlinin ölüm biçimleri kafaları karıştırıyor.
14'ünün ölümüne intihar denmiş, 8'i uçak ve araba kazasında ölmüş, diğerlerinin dosyaları da "şüpheli ölüm" notuyla rafa kaldırılmış.
Eh söyleyin bana...
"Bu kadarı da fazla komploculuk!" demek şu koşullarda doğru olur mu?
Ama bazılarının tavırlarına bakarsanız...
Sanırsınız ki...
Jeffrey Epstein sıradan bir pedofili davası sanığı, kendi halinde bir finans ve emlak zengini...
***
Oysa çok net...
Nereden baksanız, görülüyor...
Epstein kilit bir isim.
Elitler arasında örgütlenmiş uluslararası bir kötülük şebekesinin organizatörü.
Temmuz başında onu cezaevine sokan ( hem Trump'a, hem Clinton'lara ve dünyayı parmağında oynatan finans oligarşisinin krem tabakasına karşı) güç belli ki, "artık vakit geldi, kaçamazsın, konuşacaksın" mesajı vermişti.
Bu hem tutukluluk hem de korumaydı.
Becerilemediğini gördük.
Belli ki, karanlık bir süre daha devam edecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.