Korona günleri notları: İçimizdeki patırtı
Ne diyordu Orhan Veli? "Her şey birdenbire oldu/ Birdenbire vurdu gün ışığı yere/ Gökyüzü birdenbire oldu/ Mavi birdenbire/ Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan/ Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire." Ama içimiz burkulmadan şiirin devamını getirmek imkansız... Hani "Yollar, kırlar, kediler, insanlar... /Aşk birdenbire oldu/Sevinç birdenbire" dizelerini... Biz orada yokuz! Çünkü birdenbire durdurulduk, kapandık, kapatıldık. "Her şey" dışarıda kaldı. Bunun birdenbire olacağı kimsenin aklına gelmezdi.
***
***
Ortalıkta sürekli "fırsat bu fırsat içine dön, kendine rastlayacaksın ve bugünlerin kıymetini bileceksin" diye laflar dolaşıyor. Oysa öyle olmuyor bu işler. Kendini bilmeyen ve bunun için hiç ders çalışmamış biri rastladığını nereden bilecek? Hem "kendin" dediğin ne, şu hali bir marifet mi ki?.. Derme çatma bir mistisizmin kimseye hayrı yok! Geleneğin "marifet-i nefs" hakkında söyledikleri daima bir "öz"ün varlığına dayanır. Bu "öz"ü bilmeyenin, bunun derinliğine vakıf olmamış birinin karşılaşacağı şey, aynadaki saçı başı dağılmış görüntüsünden başka bir hal olabilir mi?..***
***
Bahar geldi. Karşımdaki kiraz ağacı çiçeklenmeye başladı. Bunu uzaktan bilmek de buruk bir tebessümün güzelliğini taşıyor.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.