Kelimeler, şeyler ve biz-5
Açıklamak işe yarayabilir. Anlatarak, ikna edebilirsin. Ama en sıradan konularda bile "zihnin kapılarının açılması" başka bir şeydir. Bu aynı zamanda insanın içini dinlemesini de gerektirir. Sözleri işitmek, bilgiyi edinmek yetmez, tam olarak "ANLAMAK" için ilhamın vakti beklenir.
***
"Şimdi anladım!" Bu söz bir fikre veya bilgilenmeye işaret etmekten çok bir ruh halinin ifadesidir.***
***
Belli bir yaştan sonra geçmiş geçmek bilmiyor. Unutkanlık mı? Zihin bunu hiç sevmiyor; insan ellisini geçtikten sonra unuttuğu ne varsa, hepsini geri çağırıyor.***
Zihinden söz açtım ya... Bir çoklarınızın aklına "beyin" gelecektir. Malum, her şeyi birbirine karıştıran meşhur ve "beyinci" bir tayfa var. Zihin bambaşka şeydir, beyni mıncıklayarak ulaşılamaz. Bu "epistemolojik kopukluk" bilimle doldurulamaz.***
J. L. Borges mi diyordu? Galiba... GEÇMİŞ, hatıralarımızdır, başka geçmiş yok. GELECEK mi? O da şimdinin içinde yeşerip duran korku ve umutlarımızdır.***
***
Kelimelerin gücünü hafife almayın. Bunu anlamak için laf arasında geçen tek bir kelimenin nasıl yaralayıcı olabildiğini hatırlamanız yeterli. Ama o aşamada takılıp kalmak da haksızlık olur. Karantina günlerinde kelimelere sarıldım. Rüzgar mesela. Güzel kelime. İçinizden tekrarladığınızda esmeye başlıyor.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.