Cumartesi notları: Görünen köy falcı istemez!..
Bizim TV'lerden alışığız ya, şimdi Avrupa medyası da kendilerini "kahin", "falcı" diye tanıtan kişilere kapılarını ardına kadar açtı. Neymiş? "Sonbaharda Batı sokakları fena karışacakmış, ordular karşı karşıya gelecekmiş, mali iflaslar birbirini izleyecek"miş. Bunları söylemek için kahin olmak gerekmiyor tabii. Görünen köy falcı istemez!.. Ben bu tayfaya kızanların söylediklerini daha gülünç buluyorum. "Uzmanları bırakıp ümitleri falcılara bağladık" diye ağlaşıyorlar. Yahu siyaset bilimcilerin, "bilim kurulları"nın ve finans gurularının halini görüyoruz. Bir gün önce söyledikleriyle ertesi gün söyledikleri birbirini tutmuyor. Bildiklerini dahi unutmak üzereler. Okur, ne yapsın!
***
***
İnsan içine çıkmak kamera karşısına geçmek gibi bir şey oldu. Poz, poz, poz...***
Sokağa çıkıyoruz, geziyoruz, işe ve alışverişe gidiyoruz ama asla eskisi gibi değil. Zihnimizdeki şehir küçüldü, yol haritalarımız daraldı. Bütün bunları artık "evimiz" gibi hissettiğimiz semtler içinde yapıyoruz. Düşünebiliyor musunuz, aklına estiğinde uzun yola çıkıveren benim gibi birine şimdi Avrupa yakasına geçmek büyük bir olay gibi gelmeye başladı. Köprüyü geçerken yepyeni (aslında güzel) bir heyecan sarıyor içimi, fakat dönüşte de çok uzun yoldan gelmiş gibi bir yorgunluk çöküyor üzerime.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.