HAŞMET BABAOĞLU

Neden kulak vermiyorlar?

Niye anlatamıyoruz?
Hiç durmadan devam eden altyapı yatırımlarını ve en zor zamanda bile teknolojik gelişmeye verilen önemi neden anlatamaz olduk?
Geçen gün katıldığım "Twitter sohbet odası"ndaki herkesin samimi yakınması buydu...
Konuşmacı ve dinleyiciler arasında iktidar partisinde görevli arkadaşlar, iktidarı hem gönülden hem de gayet şuurlu biçimde destekleyen kişiler, ekonomi ve sosyal bilimler alanında çalışan akademisyenler vardı.
Soruyu bana da yönelttiler.
Şunu vurguladım...
"Neden anlatamıyoruz demek, doğru soru mu emin değilim. Neden kulak vermiyorlar, diye sorarsak belki işe yarar bir noktaya varırız."
Ve sosyal tarihi bilenlere aşina bir gerçek vardır: Toplumun duymak istediği şeyler sürekli değişir, dönüşür.

***

Saat ilerlemişti.
Sohbetten ayrıldıktan sonra hatıralara öyle daldım ki, çocukluk ve ergenlik yıllarıma kadar gittim.
Süleyman Demirel'i hatırladım mesela...
Sadece Keban Barajı'yla kaç seçim götürmüştü...
Demirel adı ile Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali hep birlikte anıldı.
Esas ilginç olanı...
1965 seçimlerinde yüzde 52'yle hükümet kuran Demirel, aynı yıl barajın temelini atmıştı ama araya barajı bitirmek istemeyen 12 Mart darbe hükümeti falan girmiş, baraj ve santralin ilk dört türbini 1974'te Başbakan Ecevit tarafından hizmete açılmıştı.

***

Derken ülke büyüdü, nüfusu hızla arttı, barajlar ve santraller art arda inşa edildi, kimlerin imza attığına pek aldırılmaz oldu.
2000'li yıllarda AK Parti hükümetleri (her biri ayrı mühendislik harikası) altyapı inşaatlarını rekor seviyeye taşıdı, bunu bilmeyen var mı?
Sonunda nükleer santralin açılışına geldik dayandık.
Geçen gün gördüm şu rakamları...
Düşünebiliyor musunuz, geçtim 20 yılı, sadece 2021'de 54 baraj, 16 hidroelektrik santrali yapılmış...

***

Ancak burada duralım...
Çünkü siyaset kavrayışı sadece maddi kalkınma üzerinden yürümez, aynı zamanda "sosyal tahayyül ve tasavvurlar"a dayanır.
Altyapı gelişimi bugünün genç kuşakları için "sıradan" bir melodi gibi...
Aslında AK Parti'nin başarısı bu elbette...
Ama toplumun talep ve arzularının "sıradışı"nı aradığını anlamak gerek artık.
Başarının da problemleri var.

***


AYNA
Kendi hâlinde olmak güzeldir, bu kadar hâl bilmezlerin arasında. (ŞİRAZLI SADİ)

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.