Altını çizdiğim satırlar: ‘Bir oyun oynuyorlar’
Biliriz...
Her bayram hem bu bayramdır, hem de geçmiş bayramlar; hatıralarla bugün iç içe geçer.
Hele çocukluğumuz; çocukluk bayramlarımız; hep yanıbaşımızda gibidir.
Çok klişe ama dibine kadar gerçek, yalan mı?
Mesela her bayramda benim içimde bir tür "kitap sevinci" kıpırdanır.
Nasıl bir şey o, diyeceksiniz?
Çünkü benim için bayram harçlığı demek, aylarca alma hayalleri kurduğum kitapları alabilmek demekti.
O yıllarda şimdiki gibi mağazalar bayramda açık olmuyordu. Bahariyedeki küçük sahafın üçüncü gün açıldığını görüp içeri daldığım bayramı unutamam mesela.
Yerlerde sürünüp dizlerimi çizmiş, merdivenle üst raflara tırmanmış, toz içinde kalıp kucağımda bir dolu kitapla eve dönmüştüm...
Neyse, anlamışsınızdır.
Bu bayram köşemi "altını çizdiğim satırlar"a ayıracağım.
Aile ziyaretlerinden döndüğünüzde köşenize çekilip okursunuz.
Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum...
***
***
Aramıza bir parça mesafe koymamız lazım. Bu bir sanat meselesidir. Birbirimize bu kadar abanmamalıyız. Abandığımız zaman da ne bileyim, birimizin ağırlığı öbürüne bir tüy kadar gelmeli. Ah, bunlar anlatılmaz. Beni niçin konuşturuyorsunuz? (NECİP FAZIL KISAKÜREK / Bir Adam Yaratmak)***
***
Kimse upuzun durgunluk yıllarını hatırlamaz. Ne kişisel yaşamlarımızda, ne de tarihte. Esasın durgunluk ve çürüyüş olmasına karşın birkaç yılın, birkaç ayın, hatta birkaç günün hatırası bütün yaşamı onaylamaya yeter. (ÖMER F. OYAL / Önceki Çağın Akşamüstüsü)***
Vallahi kendimden bıktım, kendim diye gece yapıp gündüz yıktığımdan bıktım. (ŞULE GÜRBÜZ / Zamanın Farkında)Ayrıntılar için lütfen tıklayın.