HAŞMET BABAOĞLU

Bu iş ‘dolu kafa’yla olmaz!

Üç gündür yollardayım.
Hem şehir içi, hem de otoyol...
Net kanaatim şu: Sürücülük bilgileri, becerileri ve dikkati buhar olmuş.
Kaza olmuyorsa, Allah koruduğundan...
Yüz kilometre süratle giden araçlar birbirlerine sürtünecek kadar yakın gidiyor...
Herkes birbirinin önünü kesiyor...
En sağ şeritteki sürücü birden dalıyor ve sol şeride doğru kaymaya başlıyor...
Çok belli...
Kafalar dolu...
Kafalar darmadağın...

***

Yazıya böyle naif biçimde gireyim, tabloyu gördüğüm gibi anlatayım istedim. (Şu "naif" ile "nahif" de nasıl karıştırılıyor birbirine; "naif" dedim, çünkü safça, sanki ilk kez yola çıkmış gibi anlatmayı seçtim.)
Şimdi gelelim işin esasına...
İki haftadır garip trafik kazalarını konuşuyoruz.
Evde, işyerinde, eş dost sohbetinde hep bu konu var.
Bin türlü fikir yürütülüyor ama sanki yalın gerçekle yüzleşmekten kaçınılıyor.
Hani niye kafalar dolu?
Çünkü araç kullanmanın en acımasız düşmanı dikkatsizliktir.
Her şeyi geçtim...
Benzin istasyonundan çıktığın anda kafan yolda değil, az önce ödediğin parada kalıyor, yalan mı?

***

Ve şu araç bakımı konusu var bir de...
Çevremde araçlarını düzenli servise götüren kalmadı gibi...
Son üç ayda resmi servislere gidenler "Ivır zıvırına baktık, sorun yok abi" dediklerinde alınan ücreti biliyorlardır: 3 bin ile 7 bin arası...
Gitmiyor insanlar bir bilen servis ve ustaya; uzun yola çıkarken bile boşveriyorlar problemleri.
Yedek parça gerektiğinde erteliyorlar.
Lastikler felaket.
Hele kamyon ve otobüslerin kaplama lastik olayını hiç anlattırmayın!

***

İş başa düşüyor arkadaşlar!
Böyle olmaz!
Hele hele "dolu kafa"yla; aklımızda bin türlü dert varken araç kullanılmaz...
Dikkatli olmak, ailemizi, sevdiklerimizi düşünerek yola çıkmak zorundayız.
Biz ki...
Toplumca çoğunlukla evde oturduğumuz; bir şehirden ötekine gidemediğimiz 2020 yılında bile ölümlü yaralanmalı tam 150 bin 275 trafik kazası yapmış bir toplumuz...
Resmi TÜİK rakamı bu...
Yani zaten sürücülük işinde iyi değiliz.
Bir düşünün!

***


NOT DEFTERİ
Çoğunlukla bir cümleyi çok erken yazarız, sonra bir başkasını çok geç; cümleyi doğru anda yazmamız gerekir, yoksa kaybolur. (THOMAS BERNHARD / Beton)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.