HAŞMET BABAOĞLU

Astroloji çılgınlığı ve tarihin kriz anları

Gözler fıldır fıldır dönüyor...
Alnından sanki filmlerdeki gibi altyazı geçiyor: "Öyle bir şey söylemeliyim ki, artık benden başka astroloğu takip etmesinler."
Uranüs, Mars, Merkür, şunlar, bunlar ve tabii siyaset...
Kılıçdaroğlu ve Akşener'in ajansları Venüs ve Jüpiter ile bu astrolog üzerinde dik açı yapıyor, sanırım...
O halde ver coşkuyu Bağdat Caddesi, Çankaya, Alsancak taraflarına...

***

Ne oluyoruz, bu astroloji çılgınlığı nedir yahu, insanlar haberleri değil, astrologları izliyorlar, diye bir şeyler karalayacaktım ki...
Birkaç video izleyince ve eş dosttan gelen astrolojik mesajlara bakınca dağıldım.
Nevrotik kıkırdamaların, birbirinden karanlık iddiaların arkasında tarihin bunalım dönemlerine has bir tablo yükseliyor.
Yani mesele Türkiye ile ilgili değil aslında...
Bu çılgınlık bütün dünyayı sarmış halde.

***

Geçen yüzyılın genellikle savsaklanmış fakat önemli düşünürlerinden N.Berdyaev'in otobiyografisinde 1905- 1917 arasına dair yazdıkları aklıma geliyor: "Okültistler, spiritüalistler, astrologlar birdenbire ortaya çıkmış gibiydiler.
Havaya büyük ölçüde sahtelik, yoldan çıkma duygusu, kendini aldatma arzusu hâkimdi. Hakikat sevgisi o kadar azalmıştı ki..."
Gündelik hayat büyük çağ dönümlerinde böyledir.
Ama dönüp tarih kitaplarına baksanız...
Bir yığın politik partinin ve kavganın isimlerini görürsünüz, lakin kimse bu atmosferden söz etmez.

***

Avrupa'da benzer atmosfer 1935- 39 arasında ortaya çıktı.
Geniş kitleler astrologların söyledikleriyle meşgulken ve yüksek sosyete özel toplantılarda "ruh" çağırırken büyük savaş hızlı adımlarla yaklaşıyordu.
Sonunda ne oldu dersiniz?
Nasyonal Sosyalist Parti iktidarı Alman halkına astrolojiyi yasakladı.
Ama kehanet rüzgârını durdurmak imkânsızdı.
Bu kez üst kademe Naziler kendilerini astrolojiye kaptırdılar.
Wilhelm T. Wulf, o dönemin en dikkat çeken astrologlarındandı.
1940-45 arasında Heinrich Himmler'in kişisel astroloğuydu.
"Gün gelecek, bir İngiliz esir kampında siyanürle intihar edeceksin" demiş miydi hiç?
Bilmiyorum.
Ama böyle işler kıyaktır...
Mesela Wulf savaştan sağ salim çıktı, 1973'te "Zodyak ve Svastika" kitabını yazdı ve 1984'te öldü.

***


AYNA
Sakın ağlamasın yetim, öyle ki yetim ağlarken, semalar titrer. ŞİRAZLI SADİ

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.