MEHMET BARLAS

Yeniden açılım günlerinin üslubuna dönülmelidir

Churchill 2'nci Dünya Savaşı'nın eşiğindeki İngiltere'ye Başbakan olduğunda "Size kan, ter ve gözyaşı vaat ediyorum" diyerek yola çıkmıştı.
Barış dönemindeki bir lider bu sözleri söyleyerek görevine başlayabilir mi?
Ama Libya'nın Kaddafi'si bunları söylemekten öteye ülkesini kana ve gözyaşına boğdu.
Komşumuz Suriye'nin Beşar Esad'ı da aynı çizgiyi izlemiyor mu?
Türkiye bu açıdan şanslı bir ülke.
Toplumun siyasetten ve yönetimden temel beklentileri, Cumhuriyet'in kurulduğu günden beri aynı.
Barış, güvenlik ve toplumsal uzlaşma istiyoruz...
Refah, kalkınma, gelişme temel beklentilerimiz arasında...
Özgürlük, çoğulcu demokrasi ve hukukun üstünlüğü, temel değerlerimiz artık.
Beklentiler değişmedi
İktidardaki 3'üncü döneminin başında bulunan AK Parti ve Başbakan Erdoğan bu beklentilere cevap vermeyi öncelikli görev olarak benimsedikleri için bir nevi alternatifsizliğe sahip oldular.
Ancak bugünlerde bu beklentilerden bir tanesi sanki askıya alınmış gibi görülüyor.
"Kürt sorunu" sanki eski kısır döngüsüne yeniden itildi.
PKK terörü, devletin silahlı mukabelesini getirdi.
Barışçı çözüm, uzlaşma ortamı, siyasetin terörü ve şiddeti sahneden itmesi gibi beklentiler, sanki rafa kaldırıldı.
AK Parti'nin gündeme getirdiği "Açılım" kapsamında atılan büyük adımları hatırlayan yok gibi.
Mücadele bitmez
Gerek bizim gerekse dünyadaki çeşitli ülkelerin deneyimlerinden biliyoruz ki, hem terörle mücadele hem de sorunlara demokratik çözüm çabaları aynı anda ve birlikte sürebilir.
"Kürt sorunu"na en kalıcı ve en köklü çözümleri üretebilsek de, PKK terörü aynı anda bitmeyecektir.
Bölücü terör ne İspanya'da, ne de Kuzey İrlanda'da tamamen bitti.
Ama demokratik siyasetin sesi, artık bu ülkelerde silah sesinden daha yüksek çıkıyor.
Bizim de PKK terörü ile mücadeleyi sürdürürken, demokratik siyasetin ve çözüm üreten uzlaşmacı arayışların seslerini, silah seslerinden daha fazla duyurmamız gerekiyor.
Söylem değişmeli
Çözüm istemek ve barışçılık, terörle mücadeleyi zayıflatmaz, tersine kitleler nezdinde teröristleri daha da kötü ve izole konuma iter.
Özetle, Başbakan Erdoğan'ın ve AK Parti sözcülerinin söylemlerinin "Açılım" günlerindeki gibi olmasını bekliyoruz.
Bu asla "Terörle mücadeleyi bırakalım" anlamına gelmiyor.
Terör kanser gibidir... "Bitti" denilip, onunla mücadeleye son verilmez.
Ancak barışçı üsluba dönüş demokratik siyasetin terörden daha etkin ve güçlü olduğunu yeniden hatırlamamızı sağlayacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.