"Tüketici"ler aynı zamanda "seçmen"dir de...
Endüstri Çağı'ndan Bilişim Çağı'na geçtiğimiz bu zamanlarda, ekonomideki aşamaların siyasete ve özellikle demokratik siyasete yansımaması mümkün değildir.
Ekonomide üreticiler ile tüketiciler arasındaki ilişkilerde yaşanan aşamaların hepimiz tanığı olduk. Bu aşamaları üç kademede özetlemek mümkün.
Rekabetin yansımaları
Şaşırtıcı gelişmeler
Teknolojideki gelişmelerin tüketim ürünlerine yansımalarını izlerken "Bu kadarını da beklemiyorduk" benzeri düşüncelerin çevremizde seslendirildiğini duymuyor muyuz? Hepimiz alışkın olduğumuz cep telefonu markasının yeni modelinde ne tür çarpıcı özellikler bulunacak diye merak etmiyor muyuz?
Bu arada "Tüketici"nin demokratik toplumlarda aynı zamanda "Seçmen" olduğunu da unutmayalım. Daha fazla bireysellik ve daha fazla özgürlük beklentisi tüm demokratik ülkelerin toplumlarını etkilemekte.
Farklılıklar kutsanırken
Farklılıkların kutsanması, en muhafazakâr toplumlarda bile mesela eşcinsellerin evliliklerinin yasallaşmasına dayanmadı mı? Azınlık haklarının savunulması, çevrecilik ve benzeri akımlar, tüm dünyadaki demokratik siyasetin itici güçleri.
Türk tüketicileri global titreşim kat sayısına girmişken Türkiye'nin demokrasisinin ve seçmenlerin bu sürecin dışında kalması mümkün değil. Bu açıdan baktığınızda "Demokratikleşme Paketi"nin kapsamı ve içeriği, sadece Kürtleri değil tüm Türkiye vatandaşlarını ilgilendiriyor.
"Gezi Olayları"nın yansımalarını kötü niyetli provokatörlerden ve ideolojik saplantılılardan soyutlayarak ele alırsak, endişeli kitlelerin beklentileri de, bu paket ile belki giderilecektir.
Kısacası dünyayı durdurmak mümkün değildir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.