Teyzemin bıyığı olsaydı dayım mı olurdu?
Olmayana ergi yöntemiyle tarihi yorumlayıp bugüne dönük dersler çıkartmaya çalıştığınızda, tabii ki ilgi çekici sonuçlara ulaşabilirsiniz...
Örneklerle ne demek istediğimi anlatayım.
Böyle gerçekleşmeleri imkânsız durumlara ilişkin varsayımları sonsuza kadar sürdürebilirsiniz.
Hayali varsayımlar
Bu tür düşünce denemelerinin en bilineni de "Teyzemin bıyığı olsaydı dayım olurdu" şeklinde değil midir?
Olanla ölene çare yok
Hepimiz biliriz ki aklın ve mantığın yolu "Olanla ölene çare yoktur" gerçeğinden geçer.
Ne var ki bugün Türk siyasetine bazılarının bakış açıları, yukarıda örneğini verdiğimiz varsayımları andıracak yeni örneklerle devam ediyor. Özellikle bugünün dünyasına ve Türkiye'sine dönük değerlendirmelerde hepimizin sevgisinin ve saygısının üzerinde birleştiği "Atatürk"ü, bugünün siyasi kamplaşmalarına şu ya da bu şekilde bir tarafa çekmek çabaları, günlük gelişmeler arasında.
Bizim tarihimizdeki herhalde gelmiş geçmiş en gerçekçi ve en akılcı devlet adamı olan Atatürk 21'inci yüzyıl dünyasına ve Türkiye'ye 1930'ların koşulları değişmemiş gibi bakan bazı kesimlerin "Atatürk olsaydı" varsayımıyla siyasi kamplaşmaları körüklediklerini görseydi, "Bunlar ne akılsız adamlar" demez miydi?
Akla davet
Düşünün ki Atatürk hayata gözlerini yumduğunda Hitler (Führer) Almanya'da, Mussolini de (Duce) İtalya'da iktidardaydılar.
Atatürk de tek parti CHP'nin "Ebedi Şef"iydi. Sovyetler de Türkiye'den Kars'ı, Ardahan'ı ve Boğazlar'da askeri üs verilmesini henüz istememişti.
Artık akıl dışı çeşitlemeleri siyaset etmek zannederek tarihi ve bugünü çarpıtmayı bırakmalıyız. Olanları ve ölenleri yok sayamayız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.