MEHMET BARLAS

28 Şubat kalıntıları "Demokrasi" değil "Demarşi" istiyor

28 Şubat post-modern darbesinde "Kartel Medyası"nı kuranlar ve "Batı Çalışma Grubu"ndan gelen manşetleri gazetelerinde kullananlar, kendilerine ters gelen düşüncelerin sahiplerini "Andıç"layanlar, rakip gördükleri gazetelerin dağıtımını engelleyip onları batıranlar, eğer bugün "Basın özgürlüğü tehlikede" diye feryat ediyorlarsa, burada bir terslik yok mudur?
Bunların "Demokrasi"ye de bakış açıları da mutlaka farklıdır...

Demokrasi kavramı

Antik Yunan'ın bilgeleri çoğunluğun egemenliğine dayalı halk yönetimine isim ararken, kavrama "Halk" anlamına gelen "Demos" kelimesi ile başladılar. "Halkın iktidarı"nı ifade edecek tamlamanın ikinci kelimesi olacak "İktidar" için de, "Kratein" fiilinden gelen "Kratos" seçildi. Böylece, her gün yüzlerce defa tekrarladığımız, "Demokrasi" çıktı ortaya.
Oysa "Monarşi", "Oligarşi", "Anarşi" gibi kavramlardaki "Archein"den türeme ek de, iktidar veya yönetim anlamına gelir. Acaba neden "Demokrasi" yerine "Demarşi" demediler? Çünkü daha önce yerel yönetimlere "Demark" denilmekteydi. Bu nedenle bir kişinin veya yerel bir grubun egemen olduğu yerel idare ile tüm halkın yönetimini ifade edecek sistemi, karıştırmak istemediler.

Demarşi dönemi

Bu bilgilerin ışığında bizdeki "28 Şubat kalıntıları"nın "Demokrasi" yerine "Demarşi"yi özlemelerini anlamamız gerekiyor...
Türkiye'deki eski sistem de Amerika'daki, İsveç'teki veya İngiltere'deki gibi "Demokrasi" değildi. "Bürokratik oligarşi"nin ve onların işbirlikçilerinin iktidarı paylaştıkları, seçilmişlerin gerekirse devrildikleri bir "Demarşi" değil miydi? Bunu son olarak 28 Şubat demarşik modelinde de somut biçimde görmedik mi? Serbest ve haklı rekabete karşı "Kartelcilik" çıkartılmadı mı?
"HDP aşkı"nın nedeni...
Sayısal azınlıkların çeşitli oligarşileri temsilen yönetime egemen olabileceklerini biliyoruz. Anayasa hukukundaki klasik "Kuvvetler Ayrılığı"nın, "Kara Kuvvetleri - Hava Kuvvetleri - Deniz Kuvvetleri - Jandarma" biçiminde anlaşıldığı dönemleri yaşamadık mı? "Hukukun üstünlüğü" yerine "Üstünlerin hukuku" egemen değil miydi?
AK Parti iktidarında tasfiye edilen "Vesayetçi Demokrasi" özü itibariyle bu değil miydi sonuçta? Şimdi belirli kesimler bu eski dönemin özlemi içindeler... Ama şimdi ordu yerine demarşinin vurucu gücü olarak galiba PKK'ya dayanmak zorundalar. HDP'yi cilalamalarını da böyle anlayamaz mıyız?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.