MEHMET BARLAS

Söylemlere değil, eylemlere bakarak karar verelim

Bunca yıllık demokrasi deneyimimiz sonunda insanların söylemlerine değil eylemlerine bakarak karar vermenin daha sağlıklı olacağını öğrenmiş olmamız gerekmiyor mu? "Bütün Türkiye'nin partisiyiz" söylemi ile Cihangirli Nişantaşılı Beyaz Türklerin oylarını alanların, "Demokrasi" ve "Özgürlük" diye feryat ederken teröre "Terör" diyemeyenlerin söylemleri mi, yoksa eylemleri mi onların siyasi konumlarını belirliyor ki?
Ama bu söylem ile eylem arasındaki fark sade siyaset dünyasının kötü alışkanlıklarından biri değil. William Shakespeare "Korkuyorum" (I'm Afraid) şiirinde bu kötü alışkanlığı öylesine çarpıcı biçimde seslendirmiş ki...

Korkuyorum
"Korkuyorum/ Yağmuru seviyorum diyorsun,/ Yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun.../ Güneşi seviyorum diyorsun,/ Güneş açınca gölgeye kaçıyorsun.../ Rüzgârı seviyorum diyorsun,/ Rüzgâr çıkınca pencereni kapatıyorsun.../ İşte bunun için korkuyorum;/ Beni de sevdiğini söylüyorsun..."

Operasyon ve sonucu

Bir de halkın desteğini alamayıp, kendi dar çevrelerindeki veya kurultaylarındaki operasyonları ile kendilerini iktidara aday görenlerin ayıplı üslupları meselesi var önümüzde... Bunlar da elinden ameliyat olacak bir adamın operasyonu yapacak olan cerrahla yaptığı konuşmadaki duruma örnek olabilirler.
Adam cerraha "Doktor, ameliyattan sonra piyano çalabilecek miyim" diye sormuş. Cerrah "Tabii, piyano çalabileceksiniz" deyince, adam sevinçle "Bu bir mucize olacak... Çünkü piyano çalmasını bilmiyorum ben" diye bağırmış.

Vefa bir semt adıymış

Düne kadar iktidarı paylaşırken, şimdi siyaseten emekli olanların dünü yok sayan söylemleri de sizi rahatsız etmiyor mu? Ağacın baltaya "Ben senin beni kesmek istediğine değil, sapının benden olmasına üzülüyorum" demesi gibi bir durum yok mu burada? Şairin "Meğer vefa sadece bir semtin adıymış" dediği gibi bir durum vardır...

Değişmezler

Bu tür hastalıklı ve takıntılı durumlarda ne yaparsanız yapın, söz konusu insanların kötü huylarını değiştiremezsiniz.
Böyle bir adam her dakika "Ben Paris'teyken" diye başlayan cümleler kurarak, arkadaşlarını bezdiriyormuş. Sonunda bir oyun kurmuşlar. Adam her ağzını açtığında lafını kesmişler. Adam küt diye düşüp bayılmış. Telaşlanıp, kolonya sürmüş, ayıltmışlar. Adam gözünü açar açmaz gülümsemiş, "Merak etmeyin. Ben Paris'teyken de bir kere bayılmıştım" demiş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.