'Kesinlik' ve orantı
Bu üç haberle ilgili değerlendirme, 27 Eylül tarihli İşte Mayınlı Tuzak Gerçeği manşetiyle aktarılan dördüncü Hakkâri haberi de ele alınmadan tamamlanmış sayılmaz.
"Hakkâri Başsavcılığı'nın Geçitli fezlekesi: PKK, minibüsü yanlış istihbaratla jandarmanın sivil aracı sanıp havaya uçurdu" spotuyla sunulan haberde, olayın faili olarak "kimliği tespit edilemeyen PKK terör örgütü mensupları" yazıldığı, yanlış minibüs havaya uçurulduğu için PKK'nın bu saldırıyı üstlenmediği ifade edilmekteydi. Bu değerlendirmeler 6 tanığın ifadelerine ve jandarma tutanağına dayandırılmaktaydı.
Ancak, iç sayfadaki haberde minibüsün yanlış istihbarat sonucu, Geçitli'nin de ölen 9 PKK'lıdan birinin köyü olması nedeniyle hedef alınmış "olabileceği" gibi daha temkinli ve ucu açık bir ifade kullanılmıştı.
Altı çizilmesi gereken bir başka önemli nokta da, dördüncü haberin gazete tarafından "Geçitli haberine son noktayı koyduk" ifadesiyle sunulmasıydı.
Diğer üç haberle aynı çerçeveye konduğunda, 27 Eylül tarihli haberle ilgili şu bağımsız değerlendirmeyi eklemek gerekir:
Son bir not da bölgede gazete ve gazetecilere gelen tehditlerle ilgili. Bu tür süreçlerde gazetecilik hep bıçak sırtında yapılır. Ama yapılmak zorundadır. Çünkü halk gerçeği bilmek hakkına sahiptir. Basın zorbalıkla susturulamaz.
Öte yandan, dünyanın benzer sorunlara sahip bölge ve ülkelerindeki tecrübe göstermiştir ki, habercilikte ihtiyat, hakkaniyet ve denge hassasiyeti korunduğu ölçüde, gazeteciye tehdidin yerini saygı almaktadır. Robert Fisk ve David Ignatius gibi gazetecilerin, korku ve şiddetin kol gezdiği Ortadoğu'da her kesimin gözünde itibar sahibi olması birer örnektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.