OKUR TEMSİLCİSİ - Yavuz Baydar

Geçiş sürecinde özgürlük sorumluluk dengesi

Toplantıda ben de "geçiş süreçlerinde medya otokontrolü" başlıklı bir konuşma yaptım ve gelişmeleri Türkiye, Balkanlar, Ortadoğu ölçeğinde yorumladım. Özetle şunları söyledim:
AB üyesi Macaristan'da basına yönelik açık iktidar baskısı, özgür ve cesur medyanın önündeki engelleri gösteriyor. Yunanistan'da halkın krize hazırlıksız yakalanması ardında, yozlaşmış hükümetlerle medya sahipleri arasındaki "Faust" anlaşmasının rolü de büyüktür.
Güneydoğu Avrupa ve Türkiye'de gerçekten de ucu açık, risklerle ve tuzaklarla dolu, her biri ayrı özellikler gösteren demokratikleşme ve demokrasinin tahkimi süreçleri var. Bu süreçleri iktidar yapılarındaki köklü değişimler kadar, medya sermayesinin açgözlülüğü, siyasetle ve öteki güç odaklarıyla ilişkilerinin şeffaflığı, siyasilerin gücü kendinde toplama ve bilgiyi denetleme hırsı belirleyecektir.
Bu ülkelerin hiçbirinde medyanın - demokrasinin bir "olmazsa olmazı" olarak - Dördüncü Kuvvet niteliğine eriştiği öne sürülemez. Hiçbirinde, demokrasiye sağlam geçiş adına nirengi noktaları olması gereken, özerk veya bağımsız kamu yayıncılığı da henüz yoktur. Ayrıca, mesela, ekonomi alanında araştırmacı gazetecilik sıfıra yakındır. Bu ve benzeri nedenlerden ötürü "geçiş süreçleri" tökezliyor, hız kesiyor ve umutları zayıflatıyor.
Değişimin taşıyıcısı iktidarların, popüler güç kaybına uğramamak ve hızı artırmak için işinde özgür bırakılmış 'demokrasi için medya'ya ihtiyacı sandığınından çok daha fazladır. Hükümetler böyle süreçlerde medyaya hoşgörüsüz davranmak yerine, onu bir 'doğru-yanlış pusulası' olarak görmeye alıştığı ölçüde başarı katsayılarını artırırlar.
Türkiye'de medya normalleşmemiş bir sektördür. Bu açıdan bakınca belki yasakçı yasa maddeleri kadar önemli bir sorun, medya ortamını bir "yarı açık cezaevi" halinde tutan, editoryal bağımsızlık alanını iyice daraltan mali baskı mekanizmalarının, "korku kültürü"nün (iş kaybetme vs) nasıl ortadan kaldırılacağı ile ilgilidir.
Türkiye gibi hem kendisi hem de bölgesi için kritik geçiş süreçleri yaşamakta olan, halkın değişim taleplerinin güçlü olmaya devam ettiği ülkelerde iktidar, yasalar, yargı ve işveren kaynaklı kısıtlamalar gölgeler yaratıyor, ama aynı zamanda - tıpkı İngiltere'deki gibi - yıllarca medyayı giderek bozulan mesleki icraatla tanınmaz hale getiren gazetecilerin de iç muhasebe için son derece isteksiz olduğu görülüyor.
Hal böyle olunca, bu gibi geçiş ülkelerinde hem özgürlük hem de sorumlu gazetecilik adına çok daha yoğun, paralel bir mücadele vermek gerekiyor. Bunun yükü hem çok fazla, hem de gereğinden çok az sayıda bir gazeteci cenahı tarafından sırtlanılmış durumda.
Balkanlar ve Türkiye'den farklı olarak, Arap Uyanışı içindeki ülkelerin medyası daah işin başında. Orada medya henüz özgürlüklerini tanımlama aşamasında. Sıra henüz otokontrole, sorumlulukların tanımı aşamasına gelebilmiş değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.