Başka işler, yorumculuk
Merkez Bankası eski başkanı Gazi Erçel'in, yöneticisi olduğu faktoring şirketi hakkında çok sayıda dava açıldığı haberi üzerine Habertürk gazetesindeki yazılarına son verilmesi, basınımızın müzmin meselelerinden birinin yeniden gündeme girmesine yol açtı.
Soru şu: Bir siyasi partide, bürokraside, meslek kuruluşları, vakıflarda veya bir özel şirkette yönetici, karar verici konumda bulunan bir kişi köşe yazarlığı yapabilir mi, yapmalı mıdır?
Dünya medya etiğinin çok önemsediği bir konudur bu. Asgari ölçülerde bile saygınlık arayışı içinde olan gazete ve dergiler, radyo ve TV kanalları, seslendikleri kitlelerin güvenini kazanmak ve korumak adına, düzenli yorumcularının bağımsız olmasını tercih ederler.
Son gelişmeler ardından, tartışmanın bu boyutuna ağırlık veren SABAH köşe yazarı Sevilay Yükselir'in geçenlerde yayımladığı Erçel mülakatının bir bölümü bu bakımdan ilginç.
Bir bölümü sorulu cevaplı aynen aktarıyorum:
SY: Ben konusunda uzman bir kişinin hem köşe yazarı olup hem de ticaret yapmasını kesinlikle doğru bulmuyorum! Etik değil efendim.
GE: Etikle ne alakası var benim durumumun? Hem sonra medyada etik mi var Allahaşkınıza? Ahlak mı var? Sadece ben miyim ticaret yapan? Bütün köşe yazarlarının başka işleri var!
SY: Valla ben de kabul ederseniz köşe yazarıyım ama benim yok! Tanıdığım birçok köşe yazarı var. Onların da yok! Olamaz da zaten. Çünkü doğru değil!
GE: Sevilay Hanım. Meslekte etik olduğunu mu sanıyorsunuz? Siz gayet safsınız. İyi niyetli düşünüyorsunuz. Herkes sizin kadar iyi niyetli değil inanın!
SY: İyi niyetle ne alakası var efendim. Olmaz böyle bir şey. Şimdi ben siyaset filan yazıyorum mesela. Bir belediye başkanının ya da bir siyasinin danışmanı olabilir miyim? Olur mu öyle şey Gazi Bey?
GE: Olursunuz efendim. Ne var bunda? Üniversitede öğretim üyesi olup yazı yazanlar var. Bankada yönetim kurulu üyesi olup yazanlar var. Siz niye olmayacakmışsınız ki?
SY: Üniversitede öğretim üyesi olmak başka bir durum. Ama bankada yönetim kurulu üyesi olup bankacılık yazmak netameli bir durum!
GE: Niye canım... Şimdi Yaman Törüner yanlış mı yapıyor yani? Hem Akbank'ta yönetim kurulu üyesi, hem de köşe yazıyor! Ne sakıncası var?
SY: Yanlış efendim. Olmaz bana göre.
GE: Ben sadece köşe yazarlığı yapamam efendim. Geçinemem! Ayrıca benim bir yığın başka işim de var. Bir sürü şirkete, holdinge filan danışmanlık da yapıyorum. İnsanlar benden bilgi satın almak için bana para ödüyor. Ne var bunda? Namusumla şerefimle kazanıyorum ben. Soygunculuk yapmıyorum ya!
Erçel'in cevapları, sorunun aslında 'sorun olmadığı' algısının ne kadar içselleştirildiğini gösteriyor. Ayrıca 'Medyada zaten etik yok' ve 'başka herkes de yapıyor'. Meslek ahlakındaki zafiyetin sebep-sonuç ilişkisi artık tersten bakılır hale gelmiş durumda.
Meselenin hayati boyutlarını şöyle sıralamak gerekir:
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.