Yeni Suriye’de YPG’ye yer yok
Suriye'de iç savaş dönemi bitti.
Gözler artık farklı küresel ve bölgesel güçlerin yeni projelerinde.
Daha düne kadar DEAŞ'a karşı işbirliği içinde olan bazı aktörler yeni dönemde karşı kamplara düşerken rakip olanlar hızla yakınlaşmaya başladı.
Yeni dönemde raf ömürleri dolan DEAŞ, Tahrir'üş Şam ve YPG gibi taşeronlar artık birer birer sahalardan silinecek.
Çünkü masada gerçek aktörler kendi kimlikleriyle belirmeye başladı.
Olası senaryoları özetlersek, Suriye'nin geleceğinde söz sahibi ülkelerin başında Rusya, ABD, Türkiye, İran ve İsrail geliyor. 'Geleceğin Suriyesi' bu güçlerin konsensüsü ile oluşacak. Zaten Suriye şimdiden çeşitli nüfuz bölgelerine bölünmüş durumda. Genel olarak Fırat'ın doğusu ABD'nin kontrolündeyken Fırat'ın batısında ise Rusya'nın hâkimiyeti söz konusu.
Rusya'ya jest yaparak 19 Temmuz'da CIA'nın Suriye'deki örtülü operasyonlarına son veren ABD, bütün politikasını Rusya'nın desteğini İran'dan kesmek şeklinde formüle etmiş durumda. Bu yüzden ABD, DEAŞ'tan alınacak Rakka ve Deyr'ez Zor'u İran karşıtı güçlere verme derdinde. ABD ile paralel bir strateji izleyen İsrail de 'DEAŞ out İran in' sloganıyla Suriye'de asıl tehdidin bundan sonra Tahran olduğuna Rusya'yı ikna etme gayretinde.
Gözler İdlib, Afrin ve Tel Rifat'a yönelik ikinci ve üçüncü aşamalarda. Bu harekatlarla Ankara, yeni Türk bölgeleri oluşturarak avantaj sağlayacak.
Bu nedenle çıplak gözle bile Afrin'in görüldüğü Azez kırsalına yapılan askeri sevkiyat İdlib'i kapsayan bir operasyondan çok daha fazlasına işaret ediyor.
Bu manzara ABD'nin bir kez daha YPG'ye destek veren Kürtleri kullanıp bir kenara atacağını da gösteriyor.
Bunun hazırlığı içindeler zaten.
Ve biraz güçlenen Beşar Esad da DEAŞ'tan sonra ilk olarak terör örgütü YPG'nin elindeki 'rojava'ya saldıracaktır.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.