Dünyanın kader günü
18 Haziran 2023'te yapılacak seçimler sadece Türkiye'nin değil öyle görünüyor ki dünyanın gidişatını da derinden etkileyecek kritik bir dönüm noktası işlevi görecek. Zira Türkiye'de mevcut iktidarın değişmesi, ülkemizin bölgesel ve küresel ölçekte izlediği stratejileri de kökten değiştirecektir. Bu da haliyle şu an Atlantik ve Avrasya güçleri arasındaki mücadelenin hem mahiyetini hem de geleceğini şekillendirecektir.
Unutmayalım ki AK Parti'nin seçimleri kaybetmesi demek Türkiye'nin Suriye, Ortadoğu, Kafkasya, Doğu Akdeniz, Libya, Kuzey Afrika, Balkanlar, Kıbrıs, Doğu Avrupa, Karadeniz, Hazar havzası, Orta Asya, Körfez ülkeleri, Türk dünyası, Rusya ve Çin politikalarının da farklılaşması anlamına gelecektir.
Böyle bir sonuç her açıdan Türkiye'nin son yıllarda Avrupa ve ABD karşısında elde ettiği kazanımların birer birer kaybolmasına yol açacaktır.
Çünkü ülkemizin ABD başta olmak üzere Avrupa ile yaşadığı sorunların temel kaynağı iç siyasetten çok dış politikadaki duruşumuzdan kaynaklanıyor. Yani bugün bölgesel ve küresel stratejilerde Batı ile istenen çizgide olsaydık o zaman Amerikan yönetimi ne iç siyasetimize müdahale etme ihtiyacı hissederdi ne de muhalefeti fonlayıp mevcut hükümeti iktidardan uzaklaştırma gayreti içinde olurdu.
***
Kaybeden ise sadece Türkiye olmayacak. Türkiye ile birlikte Rusya ve Çin başta olmak üzere yükselen Avrasya güçleri de Atlantik'e karşı ağır bir darbe alacaktır.
Kuşkusuz seçimlerden istediği sonucu alan ABD, ilk iş olarak Türkiye'yi yeniden bölgesel ve küresel düzeyde farklı aktörlerin karşısında cepheye sürecektir.
Bu nedenle Çin ve Rusya başta olmak üzere Suudi Arabistan ve İran hatta Anglosakson hegemonyasına karşı pasif bir direniş gösteren Almanya gibi birçok aktör Türkiye'nin uluslararası siyasetteki bağımsız pozisyonunun devam etmesinden yana. Bundan büyük faydalar elde ediyorlar.
Ancak bu durumun sürmesi elbette Sayın Erdoğan'ın Haziran 2023'te yeniden kazanmasına bağlı. Herkes bunun farkında. Bu fonksiyonuyla Türkiye, Batı hegemonyasına karşı çıkan değişim yanlısı bütün revizyonist ülkeler için her açıdan bir can simidi konumunda.
***
İşte bu yüzden bütün gözler dünyanın kilit ülkesi konumunda bulunan Türkiye'deki seçimlere çevrilmiş durumda. Sayın Erdoğan'ın kazanması Türkiye'nin, İslam âleminin, bölgemizin, Türk dünyası ile birlikte Kuzey Afrika, Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Avrasya ve Latin Amerika'nın yani kısaca yeni ve daha adil bir düzen isteyen dünyanın kazanması anlamına gelecek.
Türkiye'deki muhalefetin seçimlerde ipi göğüslemesiyse haliyle ABD'nin, küresel statükonun ve emperyal vesayetçi Batı'nın zaferi olacaktır.
Çizgiler ve saflar gayet net. Haziran 2023 seçimleri bu yönüyle sadece ülkemiz için değil küresel dengeler ve küresel güçler için de hayati bir öneme sahip. Bunun bilincinde olan ABD, sandıktan galip çıkmak için canla başla çalışıyor. Her tür beşinci kol faaliyetini devreye sokmaktan çekinmiyor.
Türkiye'yi destekleyen güçler de ellerinden geleni yapıyor. Fakat ABD ve yandaşlarına en hayati yanıtı yine milletimiz verecektir. Çünkü biliyoruz ki eğer Erdoğan kaybederse Türkiye ile birlikte dünya da kaybedecektir.
Sözün özü, 18 Haziran 2023 bir bakıma dünyanın da kader günü olacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.